)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-84-)(-)(-)(
……………………………………………………………………………………………………………………………………
Gonca Jem açmadan bozuldu bağlar Bu ne gülsen bu ne bahçe bu ne bâr Bülbüller çığrışır çeşmi kan ağlar Bu ne sünbül bu ne lâle bu ne zâr Mahmut bu gün ustasını değişti Bizden uğrun uğrun badeler içti Sefinesi hicran gölüne düştü Bu ne yağmur bu ne rüzgâr bu ne kar Bana gam yutturdu zâti ezelden Aşkın cebelleşdi çıktı tez elden Daha ders okumaz nazmı gazelden Bu ne nâmüs bu ne gayret bu ne ar Türk-i vatan etmiş dönmez ebedî Dost bağından nâr getirdim yemedi Bir Allah’a ısmarladık demedi Bu ne yaran bu ne yoldaş bu ne yâr Sundu Cclâli’ye bir zehr-i âbı Bizde garib kaldı aşkın kitabı Cç harj beş noktadan gördü hesabı Bu ne geliş bu ne gidiş bu ne kâr ............................................ Aşık Bayburtlu CELALİ ………………………………………. 1850-1915. Bayburt’un Tahsini köyünde doğdu. Asıl adı Ahmet’tir. Küçük yaşlarda şiire ilgi duymaya ve söylemeye başladı. Dağda çobanlık yaparken uyuyakaldı ve rüyasında bazı insanların koluna bir bilezik taktıklarını gördü. Uyandığında kendinden geçmiş bir durumdaydı ve otlattığı hayvanları gündüzden geri getirdi. Celali’nin davranışlarında bir tuhaflık gören köyün ileri gelenleri, hocayı getirerek derdine çare bulmaya çalıştılar. Hocaya bazı deyişlerle gördüğü rüyayı anlatan Celali’nin aşık olduğuna uzun süre kimse inanmadı. Hatta deli olduğu görüşüne varanlar oldu. Köyünde bir süre çobanlık yapan Celali, daha sonra Bayburt’un Sünür köyüne giderek, Hacı Hoca adlı kişinin yanında medrese eğitimi gördü. Geleneklerin tersine herhangi bir çalgı çalmayan Celali, bütün şiirlerini doğaçlama söylemesiyle bilinir. Şiirlerinde döneminde karşılaştığı, yaşadığı olayları işlediği gibi, tasavvuf ağırlıklı olmak üzere hemen her konuyu işledi. Yakın arkadaşı ve köylüsü Mahmut, Celali’nin şiirlerini besteleyip yayılmasına katkıda bulundu. Bayburtlu Celali bir süre Erzurum ve Erzincan yörelerinde dolaştı. Karşılaştığı birçok aşıkla yakınlık kurdu, deyişmelerde bulundu. Özellikle kendi çağdaşlarından Aşık Sümmani’yle dostluk kurdu. Celali’ye ilişkin Salim Haşlak’ın hazırladığı »Bayburtlu Celali« (1963) adlı bir araştırma yayımlandı. ............................................................................... )(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-84-)(-)(-)( Virane bağ bahçe ayaz kesiyor Bu ne çiğdem bu ne sümbül lalezar Yüce dağ başından deli esiyor Bu ne boran bu ne tipi bu ne kar Ardımdan ağlamış ağıtlar yakmış Onun benden gayrı bir derdi yokmuş Boynunu bükmüşte kaşını yıkmış Bu ne canan bu ne eştir bu ne yâr Çocukları için o aç kalırmış Gerekirse onlar için ölürmüş Karani eşini örnek alırmış Bu ne edep bu ne haya bu ne ar Bülbül gül dalında gönül eğlermiş Onun çığlıkları yürek dağlarmış Şeyda bülbül döner döner ağlarmış Bu ne feryat bu be figan ah-ı zâr Benzer mi tufanın anı an’ına Sürükler dağıtır alır yönüne Deli bir fırtına katmış önüne Dalga bizar,dallar bizar yel bizar Su dala işlemiş fışkınlar vermiş Rengarenk bezenmiş çiçeğe ermiş Bütün ağaçlarda meyveye durmuş Be ne elma,bu ne ayva bu ne nar Sözde geçmiyormuş gönül köşküne Hiç doyum olurmu aşık meşkine Lüzumsuz yanarmış Canan aşkına Bu ne ateş bu ne alev bu ne hâr Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz |
Rengarenk bezenmiş çiçeğe ermiş
Bütün ağaçlarda meyveye durmuş
Be ne elma,bu ne ayva bu ne nar
Sözde geçmiyormuş gönül köşküne
Hiç doyum olurmu aşık meşkine
Lüzumsuz yanarmış Canan aşkına
Bu ne ateş bu ne alev bu ne hâr
çok güzel anlamlı kutlarım yazan yüreği
sağlıkla kal tam puan