Sokul Tenimin Yapışkan IslaklığınaÇekip perdenin efkârını kendine Sana açılıyorum bir nefes gibi Gözlerimde upuzun bir sonsuzluk İçimde yorgun bir sus Gitme diyor şarkılar Sen yoksun Uzak bir diyarca kendime sokuluyorum Zehirli bir duman titrek dudağımda Yokluğunun vurgunlarında yorgun balıkçılar Hiç bilmediğim bir diyardasın sen Bir kurşun yarası gibi ah Can evimdesin… Birbirine ekliyorum yakmaya kıyamadığım anıları Biraz kül, biraz duman misali Anıların çürük güvertelerinde bekleyişler Eşkâlimi süpürüyor çöpçüler Günlerden gel/git Gövdemin deli yangınında matemler Paslı bir kilit gibiyim derinliklerimde Ödünç mutluluklar ekiyorum toprağa Yıkıldı saraylarım ah! Ölümü bekliyorum fırtınalı bir karanlıkta.. Hazan düşmüş dudaklarımın ökçelerine Yamalı düşlerin güvertelerinde akşam Kayalıklarıma yuva yapıyor martılar Gagalarında hüzzam çığlıklar Yüreğimin retinasında ölümcül bir dua Zamansız bir düşünüşün resmi duvarımda Ellerim aşkın küllerini eşelemekte Bir yol ayrımındayım ah Kapatarak gönlümü olmazlığını düşünüyorum… Rötardaymış yine trenler Al gönlümün hicranından yakılası varlığını Sana çağlar biriktirdim asırlarca Karanlığıma yapışarak üredi yarasalar Vurgunların darağaçları çürüdü yokluğunda Sana dair ne varsa çıkardım gönül torbamdan Sokul tenimin yapışkan ıslaklığına Karış özlemden kuruyan onulmazlığına… Uzan son kez alevine bedenimin İrkilsin gece iniltilerimizle Tüm şişeler devrilsin gülüşlerimizle Ayyaş bir düş olsun parmaklarımızdaki direnç Bir ıslık sesi duyulsun gecenin hüzzamında Hazin bir hıçkırıkla kulaçlar atalım Dilersen alabora olalım Aşkın fırtınalı denizlerinde… Selahattin YETGİN |
yine coşmuş..sevgiler..