AYRILIK
Her akşam bu saatte, doldurup kadehimi
Resminin karşısına, geçip de içeceğim. Kızgınlıkla, sitemle dağıtarak masayı Gözyaşları içinde, yerlere saçacağım. Sence de bu ayrılık, olmadı mı çok erken? Duvarımda gölgeni, unutmuşsun giderken İçin sızlamadı mı, bana ’elveda’ derken? Bil ki hem senden hem de, gölgenden kaçacağım. Ne zaman sevse bu kalp, karşılığı hep yalan Bana aşktan geriye, bir tek ızdırap kalan Şu an ’bizim şarkımız’ yine radyoda çalan Sonuna kadar onun, sesini açacağım. Ben çok şey istemedim, hep az ile yetindim Saçımdan tırnağıma, her şeyimle senindim Evvelce gözlerinde gökteydim , yere indim Bundan böyle kendime, bir kurşun seçeceğim. yazdığım her satırım, ayrılığın yasında Ben hasrete gebeyim, o tatlı uykusunda Belki bir seher vakti, sabahın salâsında Yâr iki gözüm açık, dünyadan göçeceğim... ASİYE ALEV AKBOĞA |