ÇOCUK KALBİNE DÜNYA
filizlenir toprağından sevdasına
güneşe doğru yürür adımları sudur umutlarının vaz geçilmezi yükselir dalının en ucunda sarı bir bilmece gibidir hayat sanki kaç nefestir hepsinin tutarı ? kolay çözülmez bu hesap zor herkesin abidesi var içinde yangın düş görmüş gönül gözün geceden bedenin sade bir havaya muhtaç düştüyün deryada olsa sayılır kaç kulaç bir şiir düşer bu akşam sokağın tam ortasına göz bebeklerinden kan içeri ağlayan çocuk biçare ömrü önceden adımlanmış kaldırım buz gibi vuruyor zaman / elleri soğuk / yüreği nar küçücük bedeninde binlerce deprem şimdiden düşmüş hermevsimine lapa lapa kar uzaktan bir trenin istasyondan kalkış sesine uyandım dalıp gittiğim hayallerimden yoksula kimsesize kiralanmış gecenin is tutan sokak lanbaları aydınlıksız umut onun için ne gecenin siyahı ne gündüzün mavisiydi hayat bir siren sesi ile uyanmalıydı dünya kör kurşun yemiş çocuk kalbinin tam ortasına dünya bir gonk sesi ile kim tutar nefesini soluksuz umudunu bile bilmeden doğmuş her çocuk doğarken neden ağlıyormuş / dünya ? |