Mayın Bulutları
Parmaklıkların arasında bir yüz gördüm!
Mayınbulutları arasında sımsıcak bir gülüş... Yalnızlığına inat; ağlamaklı sesinde şen kahkahaları vardı!!! Çatlak topraklar misali kurumuş dudakları, Soğuk ayazlarda 3-5 nöbetleri vardı tutması gereken. Rüzgarın savurduğu saçlarını bir berber koltuğunda bırakmıştı! Belkide usturanın dans ederek alıp götürdüğü tek şey, sadece saçları değildi... Yandan çarklı ada vapurlarında kalmıştı hayallerinin yarısı. Martılara atılan simitlerin susamları misali savrulmuştuk bir, bir... Her yer toz-toz Yanyanayken göremezdi gözbebeklerimiz yitirdiklerimizi, Mayın yüklü bulutlar dolaşıyordu tepemizde! Şimşekler yerine bombaların patladığı, Yağmur yerine kurşunlar yağan... Sevemez oldum Ağustos’ları. En çok bu mevsim taşıyor hüzün kartlarını yeşil yeşil yapraklarının altında... Bir yüz gördüm demir parmaklıkların arasında, MAYIN-MAYIN bulutlar arasında, Sımsıcak bir GÜLÜŞ!!! |
Elimde değnek,
Türküler söylediğim,
Benimde mor dağlarım vardı...
Kendi mevsimini yaşar,
Yeşil gözlerini çizerdi,
Çınar ağaçlarının yüreğine
Oyy dumanlı dağlarım...
Şimdi, ocakların söndüğü
Akbabaların dolaştığı,
Güvercinlerin uçmadığı dağlar
Anaların yüreğini dağlar...
Hani gelecektin?
Kan rengine boyanmış ağaçlarıma
Yeşile boyayıp,
Yeni fidanlar dikecektin....
Yıldırımlar düşerken pusuda
Erketeye yatmış yüreğim,
Mavzerin soğuk yüzü değmişken alnıma
Sen gelmeden ölmeyeceğim...
Korkma! çık dağlarıma
Demir mıknatısa aşık olup,
Nasıl ona doğru koşuyorsa
Irmaklardan çağlada ak yaylama...
Bilki sen gelmeden,
Ben ölmeden,
Kimse ateş yakamayacak
Sümbül kokan mor dağlarıma................