O MUHTEŞEM SÜLEYMANYaşarken adaleti, tek hakim kılan insan Sultanların Sultan’ı, o Muhteşem Süleyman Sana atılan çamur, boğulacaktır susan O Cihan Padişahı, O Muhteşem Süleyman. Sen ki Cihan Sultanı, olarak hükmederdin İslam’ı üç kıtada, yükseltmekti tek derdin Namei hümayunu, Fransa’ya gönderdin O Cihan Padişahı, O Muhteşem Süleyman. Yavuz Sultan Selim’in, veliahttı göz nuru At sırtında seferde, yapmıştır dünya turu Şeyhülislamdan fetva, alıp bulan huzuru O Cihan Padişahı, O Muhteşem Süleyman. Altın mührünü vurdu, dünyaya Sultanları Yaşadığı yüz yılın en büyük hükümdarı Kırk altı yıllık süre, çözmek zordur sırları O Cihan Padişahı, O Muhteşem Süleyman. Haklı doğrudan yana, her daim hüküm veren Zülüm nerde var ise, karşısına dikilen Âlim ve şairleri, dost olarak edinen O Cihan Padişahı, O Muhteşem Süleyman. Mehmet, Lütfü, Sokullu, o dönem sadrazamdı Ali, Piri Reisler, mimaride Sinan’dı Deryalarda Barbaros, tüm dünyaya nam saldı O Cihan Padişahı, O Muhteşem Süleyman. Kayaturan; Osmanlı, onda hayat bulmuştu Ordusunun başında, her sefere koşmuştu Hareminde Hürrem’le, nikahlı eş olmuştu O Cihan Padişahı, O Muhteşem Süleyman. ( 11.01.2011 Saat : 13.11 ) Şevki KAYATURAN Namei Hümayyum ; Kanuni’nin Fransa Kralına yazdığı mektup. 27 Nisan 1945’de Trabzon’da dünyaya gelen Osmanlı İmparatorluğunun 10. padişahı olarak 46 yıl boyunca tahtta kalan, ülkesini dünyanın zirvesine taşıyan hürriyet ve eşitlik prensiplerine uygun bir yönetim sergileyen, adaletin simgesi olmuş döneminde Osmanlı toprakları üç kıtaya alabildiğine yayılmış edebiyatta Baki, Fuzuli, bilimde Zembilli Ali Efendi, İbni Kemal, Ebussuut, mimarlıkta Koca Sinan, tarihte Selaniki Mustafa, Âli, Selalzade Mustafa, Nişancı Mehmet, denizcilikte Barbaros, Turgut Reis, coğrafyada Piri Reis hep bu parlak çağın kişileridir. İmparatorluk yasalarını derleyip toparlatması ve hukuka saygılı olması nedeniyle I. Süleyman "Kanuni" lakabını almıştır. Ancak, Batılılar ona daha da anlamlı lakaplar vermişlerdir: Le Magnifique-Muhteşem", Grand-Büyük" gibi... Son seferini (13. seferi) Zigetvar Zirini üzerine yapmış olup, 6 Eylül 1566’da vefat etmiştir. Bir gün sonra ise kale düştü. Kanuni Sultan Süleyman’dan sonra tahta oğlu II. Selim geçti . Kanuni Sultan Süleyman’a, haremine dil uzatarak asılsız iftiralar atılsa da “O Cihan Padişahı, O Muhteşem Süleyman.” öldüğü güne kadar ordusunun başında cepheden cepheye koşmuştur. Bir gün Kânûnî Sultan Süleyman, sarayın bahçesinde armut ağaçlarını kurutan karıncaların öldürülebilmesi (yok edilmesi) için Şeyhulislâm Ebussuûd Efendi’den aşağıdaki beyitle fetvâ istedi: Dırahta ger ziyân etse karınca Zararı var mıdır ânı kırınca? Pâdişâh’ın bu fetvâ talebi üzerine, Ebussuûd Efendi de, bir beyitle şöyle cevap verdi: Yarın Hakk’ın dîvânına varınca; Süleyman’dan hakkın alur karınca! . Bir karıncayı bile incitmekten çekinecek kadar mükemmel bir mânevî terbiyeden geçmiş bulunan Kânûnî Sultan Süleymân Han, aynı zamanda dirâyetli bir kumandan, hem de çok zekî, teşkilatçı bir devlet adamı ve âlim ve edip bir şahsiyetti. “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi" |