EYLÜLBir yağmur sonrası Sen yoksun yine toprağın kokusunda Bulutun ve sisin ardında Bir kahve köşesinde Ya da en uzun yolların en arka koltuğunda Sen yoksun Şehir eski şehir değil Ne Şenocak kıraathanesi Ne de Bozkurt Bilardo salonu Hepsi boş ve sessiz... Sadece köşede Gelincik kasabasına giden Otobüslerin kalktığı Gölbaşı durağının içinde Üç beş arkadaş kaynatıyoruz Yeni çıkan şarkıları dinliyor Ve dün akşamki , Fener Cimbom maçındaki penaltıyı tartışıyoruz Sonra yine eylül yağmurları başlıyor Toprak yine kokuyor Minibüsler dolu geçiyor Vitrinlerde kış boy gösteriyor Mehmet Emin Yenidoğan Lisesinde zil çalıyor Sonra okul dağılıyor Öğrenciler yağmura aldırmadan yürüyor Köşe başlarında yeni aşıklar buluşuyor... Bu sıralar kitapçılarda Turgut Özakman’ın "Şu Çılgın Türkler’i " yok satıyor Ve matbaalar bi sonraki baskıya başlıyor. Sen yoksun... Artık gelmeyeceksin biliyorum Şehir hep aynı kalacak Ve biz belki bir gün gelirsin diye dualar edeceğiz yine... Belki gelirsin diye Eylül yağmurlarıyla birlikte... ( Gidip de Dönmeyenlere...) |
Artık gelmeyeceksin biliyorum
Şehir hep aynı kalacak
Ve biz belki bir gün gelirsin diye dualar edeceğiz yine...
Belki gelirsin diye
Eylül yağmurlarıyla birlikte...
gidernler geri gelseydi
yaşanmış ömrümün haberi gelirdi
demiştim bir şiirde beklemek güzel ama
dönmeyeceğini bilerek beklemek işte en asetinden içinde bir kuduz köpek gibi kemirir seni... çok güzeldi her zamanki gibi