Waldo Neden Kafamı Kazıyorsun? ?
bizde devamlı bir nöbet halindeyiz değil mi waldo
kırışık bir gökyüzünü ütüleyenlerin erketesindeyiz bu denizden sağ salim çıkıyorum waldo ıslanmışlığım geçici tuzsa silkelenir nasılsa sağ salim düşüyorum bu uçurumdan waldo extremitelerimin sızlıyor olması önemli değil çalı kesikleri ve çakıldığımda bir kaç kemiğimin kırılmasıysa benim değil senin ve ortopedistimin sorunu sağ salim sızıyorum yaralarıma waldo kafamı traşlamaya bunca hevesli olmak senin ve berberin sorunu iken bıyıksızlığım sadece babamı incitir bu tüy bahsinde tüy gibi hafifliyorum waldo aşkın özgül ağırlığını sırtıma vurdukça kimyasal salgılarım kim yasal kim yasak sorusu ise benim değil senin de değil waldo sadece kimyagerlerin sorunu sana son bir sır daha vereyim waldo sen burada bu akışkan yüz ifadesiyle beni olumsuz bir haç ağırlığı altında ezerken aslında sana küfretmek seni methetmekten daha kolayken sağ salim geri gel diye anıtlar yükselttiğim şehre deney tüplerini elinden bırakıp gül deriver diye yanıma geliver diye cüceler ülkesinde güliver ol diye waldo seni çatlarcasına kıvanıyorum.. ve şimdi waldo sen sağ ve salim bir tüy kanatlı gibisin ellerimde sana dehşetli sözler söyleyip pudranı uçurmak geçiyor içimden sağlığını ve salimliğini örselemek bu zoologların değil senin de değil benim sorunum anlayabiliyorum waldo bir yaz akşamındaydık hatırla denizin yüzümüze yakamozlar fırlattığı bir yeşil sahilde sana dirlikten ve ölümden dem vuran şiirler okumuştum ve bu şairlerin değil benim değil senin suçun waldo ki bütün tersanelerime giren sensin aşkın kırık çürük yerlerinden sızan sensin ve gemimi rüzgarınla tehdit eden sensin waldo bu kaşiflerin değil benim değil denizin sorunu yemyeşil bir düş olmaya çok yatkın olan denizin gece diyordu bir ara birileri bütün ezilmişlerin kafes dövüşü muzafferlerine dönüştüğü sihirli güçlülük sen bana geceyi tefsir edemiyorsan eğer waldo bu senin değil yıldızların kuşatılmışlığını izleyenlerin sorunu evet biz bazen şiirler yazar bazen ağlarız ki bizi insan tutan bizi bizde bizi aşkta ve direnmekte bizi dünya da ve Allah ta tutan bu zamktır elbet ağlayışımıza saygı duymuyorsa eğer kompradorlar bu küresel sistemin değil waldo mc donalds ın değil waldo bu kalbine döşediği taşları yer zemini sanan akillerin sorunu seni taparcasına yırtıyorum gecenin sarı samanından buyruklar savuruyorum yeryüzünün aşksızlarına şiirsizlerine waldo beni yarala ve beni kanat gökyüzünün sesiyle çünkü ben her daim ve berdevam isyandayım aşkın bir karaltı olarak ufukta bulunuşuna bu senin suçun değil waldo bu ufkun bu kadar uzak oluşunun suçu.. @.. Şükrü Özmen |
Fikirlerine katılıyorum; ancak bu önemli değil. Öğnemli olan düşündüklerini, hissettiklerini nasıl ifade ettiğindir. Her türlü ahenk sazından mahrum serbest şiirde tutarlı ve dayanıklı, hatırda kalıcı bir yapı oluşturmak zor iştir. Siz bu zoru dilin ses imkanlarını iyi kullanarak aşmaya çalışmışsınız. Bunda başarılı olduğunuz da görülüyor. Ben iki harfe takıldım; w ve x dilimizde yoktur. Sanatkarların bu harfleri şiirde kullanmasını (dilimize saygı bakımından) doğru bulmuyorum.
Şiir zayıfın, ezilmişin, çocuğun savunmasıdır. Maddenin güç olduğu, adalet olduğu bir dünyada bundan daha kuvvetli bir silah yoktur. Şairler bunu unuttuğu zaman yanlışa düşerler. Tabii ki bu anlayış işidir; insanoğlunun hayata bakışı işidir. Türk şiirinde en büyük eksiklik işte bu derinli anlayışıdır. Yazılanların -aşk, sevda şiirleri bile- derinlikten mahrumdur. Siz bu derinliğe sahip birisiniz; ancak şiirinizi daha sağlam bir yapıya kavuşturmak için daha çok çalışmanız gerektiği kanaatindeyim.
Bölümler arasındaki bağlantıyı bir takım kelime oyunlarıyla sağlamanız çok ilgi çekici geldi bana. Bunu şiirin tamamına yayabilseydiniz, çok daha güzel olabilirdi. İleride daha güzel şiirlerde karşılaşmayı umut ediyorum...
Saygılar, selamlar...