ŞEHİR VE SENSİZLİGİM
Bu ıssız şehir benim
bu şehir sensizlerin anlıyormusun, bu şehir benim anlıyormusun, hani havasıyla,kokusuyla, yeşiliyle, hani dagıyla,taşıyla,topragıyla, deniziyle,martısıyla, balıgıyla,rakısıyla, hani, gecesiyle söykleştigimiz, hani,kızlarını görüpte iç çektigimiz bu şehir benim, beni anlıyormusun? Benim şehrim sensizligin şehri sessizligin yalınayak dolaştıgı şehir, dert kasavet şehri benim şehrim, benim şehrimde ter puldur insan yoldur yolcudur, benim şehrim nem kokar kavurdumu temmuz,agustos, sis çöker sabahkları benim şehrime kurşun gibi agır göz gözü,görmez olur ve görünmez olur karşı kıyılar, ve benim şehrim yalnızlıga gömülür, tıpkı sensizlige terketigin gibi bu şehri ve beni... Ve ben sensizlige alışırım bu şehrin ara sokaklarında, sessiz ve tenha yürüdükçe bitmeyecekmiş gibi gelen yollar, sensizlige alışırım yosun kokan bu sahillerde başdöndüren dalgaların sarhoşlugunda, alışırım sensizlige şehrimin kucagında, yagmuru bir hüzün şehrimin deliksizce yagan sıgınacak bir yere dogru yönelmiş insanlar koşar adım, ama ben sensiz bu koca şehirde sıgınacak yer aramıyorum bile adımlarım birer birer, heryer ıssız, sensizlige alışırım mutlak vardır bu şehirde öyle bir yer ve öyle birileri... Kasavet yüklü şehrim ve sensizligim..... 10/09/1989_ DRAGOS Metin GÜRSOY |