YOKMU DUYANINIZ…Hadi gözlerden ırak düşmüş yalnızlığım Miladın doluyor artık son nefeslerdesin Tutunamadığın yarınlarının Umutsuzluğundasın Yalnızlık ki koca âlemde bir başına Hangi yürek dayanır yalnızlığın makamına Yakışırımı Yaradan’nın yarattığı bir cana Olurumu ulan bir can yalnız bırakılırmı Yudum yudum içiyorum yalnızlığımın şarabını Titriyor bedenim konuşmak istiyor bir kaç kelam dilim Benliğimi bıraktım yaban elerdeki karabalıklarda Bir başıma kaldım birde dört duvar arasında Haykırışım naralarım kulaklarımı çınlatıyor Yitik oluyorum sesiz sedasız toprak üzerimi örtüyor Kefensiz musalla taşına konulmadan benliğim Kılınmadan bu naşın namazı daha Canlı, canlı konuldum eşilmiş toprağa Yanıyorum hey hat koca karabalığın içersinde yalnızlığıma Sesim duyanınız yok mu haykırışım değmez mi yüreklerinize Dönüp bakanınız yok mu bu yüze bir çare bulunmaz mı yalnızlığın diline Lal oldum sağır oldum kör oldum hisyatımı öldürmeden Bir yudum suya hasret koşuyorum yalnızlığımı idama götürüyorum İdam eden ben idam edilen ben oluyorum Dipsiz bir kuyuya düşüyor yalnızlığım Benliğim feryat figan içersinde ölüyor Yok mu duyanınız yalnızlığımı idam edip kurtaranınız Yalnızlığım hancer olmuş vurur beni vurur da kanayan yaralarım alır benliğimi Tutunacak hal kakmadı yarınlarıma Umutlarımı saldım karanlığımdan aydınlığıma Susuz bir tarla gibiyim yudum, yudum suya hasret Yağmaya hazır bir bulut gibiyim ağlamaklı gözlerle Alev olup yakmaya gidiyorum benliğimi Yok, mu aranızda çaresizliğimi gören bir çift göz Yalnızlığımı yazıyorum Karanlık gecelerimdeki ışıklara Derdimi ekliyorum yürüdüğüm her adımda Ölüme koşuyorum yalnızlığıma boğulduğum mekânda… |