RUHUMUN KİLİTLİ KAPILARI
Sabrımı deniyor yalnızlığım
Can boşluğuma saplanmış bir kırık hançer gibi acıtıyor Yürek heybemde taşıdığım anıların canını Bilmiyor ki çoktan öldü içimde uçuşan kelebekler Ve çoktan göç etti kalbimde çırpınan kırlangıçlar Bir ben kaldım paramparça bir ben Birde sen içimde çan çekişmekte olan Körkütük sarhoştum oysa Körkütük aşktan Lanet olsun Aşık olmak aşkı bulmak değilmiş Kendimi delice paralayışım ondan... Ah yalnızlığım Başımdan gitmeyen belam... Neden hep seninleyim Neden bir izmaritin dibinde Mutsuzluğumu söndürmeye çalışmak bu yaşta Mutluluk kaç bilinmeyenli denklem Çözemedim ben hala Yoruldum artık Hayatın avuçlarından dökülen Gözyaşlarımı toplamaktan... Şimdi dört yanım hasret Dört yanım duvar Ne yana dönsem Kalbimin kırılan aynalarına yansıyor yüzüm Can kırıkları düşlerimi kanatıyor Can yoksulu dünyamda Duvarlar kör Duvarlar dilsiz Öylece bakıp gülüyor sanki ağlayışıma Ve sağır kesilmiş tüm kulaklar İçimdeki avaz avaz seste boğulduğum Hiç mi duyulmuyor yoksa? Gölge oyunlarında bin parçaya bölünüyor ruhum Sol yanımın sancısıyla.... Neden hep kilitli kapılar ardında saklı Hüznümün yüzünden çaldığım tebessümler bile Yoruldum artık Polyana satırlarında dolaşmaktan Oysa zümrüd_ü anka kuşunun kanadında sakladığım Masalımı okumaktı benim sevdam Olmasını beklerken dillere destan... ARZU KARADOĞAN 26,12,2010 |