Yıkılan Duvar
Neler oldu bana anlatır mısın?
Ben burada yokken, yıkılan duvar… Boynunu bükmüşsün yaralı mısın? Dertlerini döksen yıkılan duvar… Kimler taşın çalıp kökünü söktü? Kimler terk eyleyip, sıvanı döktü? Kimler taşlarından oturak yaptı? Üstünde dertleşti yıkılan duvar… Sen ki durur idin sırmalar gibi, Görüntün çok hoştu, bahçeydi dibi, Yıkamazken yağmur, fırtına, tipi, Ağlıyor dağılmış yıkılan duvar… Kocaman kayaydı konan temele, Kimler söktü mazileri, de hele? Kış uykusundaki boz kertenkele? Şu çınar mı şahit? Yıkılan duvar… Hâlbuki neleri gördün geçirdin, Bütün komşuları bir bir tanırdın, Komşu bahçelerin yan duvarıydın, Ortasından göçmüş yıkılan duvar… Nasılda tutardın koca kapıyı, Kapının üstünde paslı at nalı, Çekemezdi herkes kısa mandalı, Hane no nerede yıkılan duvar? Kapı yanındaki o salkım söğüt, Gölgeledi kimler alırken öğüt, Evladını okut, yoklukla büyüt, Maziyi devirsin, yıkılan duvar… Üstünde koşturan yaramazlarda Köşeyi kaptılar düz ovalarda Kimisi mazim der gözü dalar da Anlayış göstersin yıkılan duvar.. İçimden ağladım seni görünce, Kazdığım temele düşüverince, Gözümden toplanan yaş ince ince Bahar yağmurumu yıkılan duvar? 02.07.2007 Necati ŞİMŞEK Ankara |
Yola devam...