Yaralı
Yaralı
Çelik çomak oynayan eli yüzü yırtık çocukluğum Portakal çiçeği tadındaydı Akdüşleri vardı gençliğimin Uçsuz bucaksız Karacoğlan türküleri Tutarken kazmaların sapından Daha görmemiştim ömrüme omuz veren Başı dumanlı dağları. Benim göbek adım işsizlik Ayrık otu gibi kök salmış Kursağımda mevsimlik işin sevinci Yenilgilerim geziniyor kasıklarımda Yaralı dilimi ağzıma gömdüler. Bıçak gibi inerken paranın sustalısı Alnımın çizgilerinden derin yaralarım Yarınsız dünlere düşmüşüm. Vahşi yaşamın gece avında avlandım Topalak yaptılar tavşan tadında Yaralı kasımpatılar derdiler Yarısı yırtık bir çirkinle everdiler Umursuz kara yazgım. Sessiz sözcükler çığlığım Avazım olamıyor dizelerim Yaralının ezgisine takılanlar ‘yüreğine sağlık’ demiyor. Yol bulsaydım sıvışmak için yaşamdan Toprak olmuş ana kucağım Koşarım dumanı hoyrat dağlara Süzülür dağımın gözyaşları Kınımdan sıyrılır özgür olurum El gibi bakar, bana kaval çalan kent. Ali Akdemir 24. 7. 2002 Kayseri |
Topalak yaptılar tavşan tadında
Yaralı kasımpatılar derdiler
Yarısı yırtık bir çirkinle everdiler
Umursuz kara yazgım.
yüreğinize sağlık...