)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-49-)(-)(-)(
…………………………………………………………………………………………………………………….
NEFES Ne güzel yaratmış Hak teala Allah Şad olup gülünce güller açıldı Hüsnün münevverdir gülden ziyade Zebanından lal ü gevher saçıldı Cemalin şavkına doyulmaz ey can Paresince zülfün telden ziyade Hüsnün kitabından müşkül seçildi Dişlerin dür lebin baldan ziyade Kipriğin ok kaşın benzer kemane Kemalin bi nihayettir sorulmaz Çeşmin cellat olmuş hamleder cane Bir lahza yüzün görmesem durulmaz Ulusun misalin yoktur bir tane Her dem gelir yoklar gönül yorulmaz Beylerin zer-i fil filden ziyade Uçan kuştan esen yelden ziyade DEDEMOĞLU aydur böyle bir asıl Saçın sümbül kaddin selviden usul Açup ak kolların lahmike lahm ol Dolansın boynuma şaldan ziyade DEDEMOĞLU 17. yüzyılda yaşadığı varsayılmasına karşın kesin bir bilgi yoktur. Şiirlerinden yola çıkılarak, Alevi-Türkmen olduğu ve Orta Anadolu’da yaşadığı söylenebilir. Bazı araştırmalarda, bir süre Halep yöresinde yaşamak durumunda kaldığı ve sonra yeniden Anadolu’ya döndüğü verileri bulunmaktadır. Şiirlerinin kökeninde Orta Anadolu kadar Horasan bağlantısı da bulunan Dedemoğlu’nun Teslim Abdal’la da bir yakınlığı olduğu anlaşılmaktadır. Bunun dışında, yine aynı yüzyılda yaşamış Çorumlu bir Dedemoğlu’nun varlığı bilinmektedir. Ancak bazı varsayımlara göre, Anadolu’ya döndükten sonra yerleşik yaşama geçmiş olan Dedemoğlu’nun giderek yeni yaşamını şiirlerine yansıttığından dolayı başka bir Dedemoğlu yanılsamasına yolaçabileceği de gözönünde bulundurulmalıdır.Ozanı rahmetle yad ediyoruz …………………………………………………………………………………………………………………………………………….. )(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-49-)(-)(-)( Gülünce yüzünde güller açıldı Gülüşün celbeder gülden ziyade Kokusuyla misk-i anber saçıldı Savrulur kokusu yelden ziyade Aratmaz bakışın nevm-i baharı Ilgıt ılgıt gelir sevdanın nâr’ı Saçından bir tutam ver bergüzarı Öyle tatlı lebin baldan ziyade Nasıl böyle mahmur bakar gözlerin Aratmaz handan’ı cilve nazların Bir anzer balıdır sanki sözlerin Hoştur hasbihâl’in haldan ziyade Gizli gizli gözler ararken seni Her gelip geçenden sorarken seni Doyumsuz bir haz/la sararken seni Başa yastık olan koldan ziyade Eser mi yellerim sevdadan yana Vereyim badeyi iç kana kana Ben Tuna olaydım sende bir suna Suyuna daldığın gölden ziyade Bilsen nasıl senli hayaller kurdum Sanırsın turnayı gözünden vurdum Yıllardır peşinde dolandım durdum Mecnun’un gezdiği çölden ziyade Lüzumsuz neylersin mest etti güzel Sevda bahçene de değmesin gazel Yaşasın bu sevda ebet ve ezel Mızrabın değdiği telden ziyade Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz ETEK YAZILARI CELP:Çağrı,çağırma,davet etme ZİYADE: Çok, daha çok, daha fazla MİSK: Asya’nın yüksek dağlarında yaşayan bir tür erkek ceylanın karın derisi altındaki bir bezden çıkarılan güzel kokulu madde. 2. Mis. AMBER: Amber balığından çıkarılan güzel kokulu, kül renginde bir madde NEVM-İ BAHAR: İlk bahar ILGIT: Yavaş ve hafif esen rüzgar LEB:Dudak NÂR:Aşk ateşi BERGÜZAR:Hatıra amacıyla verilen hediye MAHMUR: 1. Sarhoşluğun sebep olduğu sersemlik içinde olan. 2. Uykudan sonra üzerinde sersemlik, ağırlık bulunan. 3. Süzgün, dalgın bakışlı (göz). HANDAN:Şen,neşeli HASBİHAL:Dertleşme SUNA:Ördek MEST:Sarhoş GAZEL:Hazan mevsiminde yaprak dökümü EBET: Sonu olmayan gelecek zaman, sonsuzluk EZEL: Başlangıcı belli olmayan zaman, öncesizlik: |