sorsalardı söyler miydik buğulu gözlerde saklı kalanları?
aşk;
bardaktan boşanırcasına yağmur yağarken fırtınalı bir havada sevgiliyle her nasılsa bir saçak altında sığınmaktı....... apansız delice bir kurşuda vurulup ölmekti belki de. tetikte olmasak namlular gözlerde parlayıp kendine çevrilince bile teslim olmamaktı. yaşamak; bitmeyen bir senfoniydi kalem ve kağıtın vazgeçilmezliği arasındaki aşkın bestesi yapılmamıştı daha notalar eksikti ezgiler gönülden de kırıktı............ aşka karabasanlar çökünce birden bire hicranın ablukasını kırmak zordur elbette. vuslat ödüldü sanki sorsalardı söyler miydik buğulu gözlerde saklı kalanları? aşk, kim bilir hangi dağın arkasında yankılanır içli ezgiler içinde bitmeyen yollar niceleri düş kırıklarında ne yeminler ne vaatlerde bulunduğu sevgiliyi beklemedi kustu da adına ’ayrılık’ koydu buğulu gözlerle delirmenin sınırında gezinirken aşka ulaşmak için ödemesi gereken bedeldi ayrılık........................ gordion |
herkesin yaşadığı ama çogu kişinin yaşadığını sandığı duygu aşk.
ellerinize sağlık.