MUHACİR
İçimden kopanı bilmiyordu muhacir.
Gözlerim şehvet kuyusuydu ellerim tâcir Gül soluyordu ya talihim soluyor muydu – Allah bilir!- Ama doru taylar soluyordu koşmaktan / menzilime sefil Yelelerine bakmaya kıyamadım uçuşurken dedim Aşk nedir? Tanrı indi gökten bir anlığına melekleriyle Kar yağıyordu / anılara / zemheriye kan kesmişti / kelepçe demir Ben hissettim ya / yakıştıramadım gerçeğe / akmadı düşteki nehir Hava zehir / yar kâfir / göz safir / ben misafir Dönüşüm başladı işte / ben kendime / sen yürürsün geleceğe belki kim bilir Nereye gidersen git / neye dönüşürsen dönüş / tül yırtıldı bir kere Ay dolunay / kurt inatçı / kar aryada sanatçı Dökülüyor tel tel / her telimde ayrı bir ahengi / yıkılışın Simgelere kelebek kanatlarıyla ulaştım bir solukta / bir anlığına Yakaladım en küstah ünlemi / dolaşım zamanının ruhundaki her enlemi Zamanın dünyasında / dünyamın zamanını konuk edeceğim bu gece Senin siyah beyaz fotoğraflarına bakıp gün ışıyıncaya kadar yokluğuna içeceğim Kızma bana / sana kızdığımı sanıp / bana küfürden nağmeler düzme De ki bir tek / beni unut / beni sil at / de ki beni üzme Başarabilirsem kara gözlerindeki kuytulardan sıyrılmayı Dirilirim belki ölürken seni öldürmemek için / yani seni bana güldürmek için Sen ölmezsin ya / ölümsüzlüğü kara gözlerine hapsetmiştin Beni ödünç bırakıp Azraile arkana bakmadan gitmiştin İşte şimdi gece mavi / siyah maviden baskın çıkamaz bir daha Zira gece maviyken senin için giriyorum günaha Ölümsüz gecelerden ölümlü insan hiç günahsız çıkar mı? Seni unutmak için –Tanrı sensizliğin gerçeğini düşlerime yıkar mı?- Bu gece / burada ve şu anda / çağırsam zamanı / yolculuğa çıkar mı? Bir muhacirim işte / savaşlardan geldim / kendi yüreğimin gurbetinden Son kervana katılsam / susuz çöller / günahlarımı yıkar mı? Kelebek kadar acelem var / aşk bir anlığına beni yoklar mı? |
çok beyendim
yüreğinize saglık kaleminiz varolsun
saygılarımla
zaralıcan