Aşk-ı Masal/Aşk Bahçesi
Ne zaman aşk bahçesine girsem
daha kapıda tutuşturdular ellerime siyah gülleri başıma simsiyah tülden duvak, ayaklarıma çivili papuçlar ilk adımda başladı göz yaşı tohumları serpilmeğe yüreğime gökyüzünü albildiğince griye boyamışlar yağmur, şimşek, gök gürültüsü birbiri ardınca sıralı kuşları bile farklı buraların, uçmayı bilmez, cıvıl cıvıl şarkılar söylemek hele o hiç aklına gelmez kır çiçeklerini hiç sorma, onları gören bilen yok dallar hep kuru, baykuşlar, yarasalar yaprakları yüreğime çok tanıdık bu manzara, bu yüzden bağımlılığım hüzne, karalara bürünmeğe uyum sağlayamadım sende ki bahçeye, alışamadım tutarsan ellerimden gülümsersen en içlisinden gözlerime benimserim senin mis kokulu o aşk bahçeni öyle bir cennetki sendeki daha kapıda iken,beyaz gülleri, nergisleri ellerime verdin zümrüt yakut işlemeli bembeyaz duvak başımdaki masmavi gökyüzü pamuk şeker bulutlar güneş şen şakrak gülüyor hep yüzü kuşlarının dilinde aşk şarkıları cıvıl cıvıllar yağmurların bile ayrı neşeli, meleklerle dolu hep içleri adımladığım her mekanda birden kır çiçekleri belirir göz yaşları hiç yok değil onlarda varlar, inci tanesi güzelliğindeler sözün özü efendim; gönül kuşum sizin ten kafesine kaçmış, hep sizde kalsa olurmu ben sizde yaşasam sizde bende can bulsanız üç mutluluk elması düşse gökyüzünden mesela biri size bir bana diğeride bu dizeleri okuyanlara... Ö Y L E B İ R G E Ç E R Z A M A N K İ |
Bulunan her şey aranan olunca
Düşsün üç elma
En mutsuz bir günde
En güzel mutluluk veren final bu oldu.
Yüreğine saglık Nimet VEFA
Çok saygı ve sevgiler