Dişimin Kovuğunda ki Sen
atlar tırıstı,
fayton lambalarına saklanmış ada da kahveler acı, dün öğüten el değirmenlerinde kısık ateşteydi söze konulan nokta hor görüyordu renk körünü akşamın alacası susam kapıyordu martı gagaları simidi dişleyen sus ağızlardan boyacı sandıklarında havadan,sudandı İstanbul çiçekçi tezgahlarında anaavrat can sıkıntısı sessizliği dolduran şaşkınlıklar, kıyına söz sektirirken yoksunluğumdun dişimin kovuğunda ki sen kötürüm duyguların çözük diz bağında salya-sümüktü, konfeti taşıyan gün her gülüş gamzesizdi her gülüş otuziki dişli, dantel külotluların kalabalıklığında elimin tersiydi, ağzımdan yel alan sen elinin tersiydim buzdağımın çatlağında iğreti çelişkiydik, ödünsüz sırılsıklamlıkların içselleştirdiği kesilecek bileğiydik dünün, kaçıncı kırkların duasızlığında gebeydi yalnızlığın sarmalına zaman ve tanrı ayrılığı yaratıyordu acıyı kutsal kılan (peki..kim bu bende ki) Demir Mutlugil |
Dişimin Kovuğunda ki Sen
atlar tırıstı,
fayton lambalarına saklanmış ada da
kahveler acı
dün öğüten el değirmenlerinde
kısık ateşteydi söze konulan nokta
hor görüyordu renk körünü akşamın alacası
susam kapıyordu martı gagaları
simidi dişleyen sus ağızlardan
boyacı sandıklarında
havadan,sudandı İstanbul
çiçekçi tezgahlarında
anaavrat can sıkıntısı
sessizliği dolduran şaşkınlıklar
kıyına söz sektirirken
yoksunluğumdun
dişimin kovuğunda ki sen
kötürüm duyguların çözük diz bağında
salya-sümüktü,
konfeti taşıyan gün
her gülüş gamzesizdi
her gülüş otuziki dişli
dantel külotluların kalabalıklığında
elimin tersiydi
ağzımdan yel alan sen
elinin tersiydim buzdağımın çatlağında
iğreti çelişkiydik
ödünsüz sırılsıklamlıkların içselleştirdiği
kesilecek bileğiydik dünün
kaçıncı kırkların duasızlığında
gebeydi yalnızlığın sarmalına zaman
ve tanrı ayrılığı yaratıyordu
acıyı kutsal kılan
(peki..kim bu bende ki)