6
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1204
Okunma
Yavaşça oturdu dev, ırmağın kenârına
Biraz kulak kesildi, akarken şârşârına
Kamış oltayı attı, önünden akan nehre
Bir baktı ki o suda: Çok acâib bir çehre
Yüzünü avuçladı, korkarak ve merakla
Saçlarını taradı, kemikten bir tarakla
Bu defa bakamadı, kendine narsist gibi
Bilakis bakıp durdu, tam bir anarşist gibi
İnsanı değiştiren, en büyük cadı zaman
Zamanın elinde de bir taştır etten insan
Her bir geçen saniye, bir çekiç darbesidir
Mâzi, her insanın da, mahfî harabesidir
O çekiçler sessizce, iner bedene içten
Yeni yeni insanlar, yaratır sanki hiçten
Değişmeyen tek şeyse, insanın kendi adı
Herşeyi değiştirir, görünmeyen bu cadı
Hiç değişmedim diyen, kendinden bîhaberdir
Her gün ölen bedeni, kendine bir makberdir
Alnımdaki nakışlar, çilenin çiçekleri
Derin derin kazınmış, hayatın gerçekleri
Alışkanlıklar örter, mürtehil Âdemleri
Derin bir âh çekiştir, onlara mâtemleri
Hiç sevmedim nedense, resimlere bakmayı?
Onlara bakıp bakıp, bana ağıt yakmayı
O fotoğraflarda ben, son gülen bir mevtâyım
Acaba şu ruhumla, ben hangi taraftayım?
Soner Çağatay 15 Aralık 2010 / Almanya
.
5.0
100% (3)