TERK EDİLMİŞ ŞEHİRŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Birisi kumar oynadı ve kaybetti
içimi dışımı boşaltı… Boyuna da aynı kişinin üzerine oynanmaz ya ! Ellerim karıncalanıyor yüreğim gibi Terkedilmiş bir şehirim Sokaklarımda yeller esiyor Yalnızlığım iç çekiyor Bir cana hasret Kaldırımlarım üşüyor Son ayak izi de silindi Diğer tüm izler gibi… Parkta ki salıncağı nefessiz bir rüzgar sallıyor Üzerinde göçüp giden son kuşun kanadından bir tüy Bu sefil şehrin üzerinde durmaksızın gri bulutlar dolaşır Ne ay gördü, ne güneş unuttuğum o tarihten beri O tarihten bu tarihe kaç gece kaç gündüz geçti acaba? Günlerden hangi gün?.. Cumbalı evin bahçesindeki papatyalar da solmuş Su verecek kim kalmış ki? Caddelerim iki büklüm Sancılar içinde kıvranıyor Ağaçlarım tir tir titriyor Yaprağın ne yeşili ne sarısı… Renksiz bir boşluk Sefil, yalnız, cansız Terkedilmiş bir şehirim! Uyumayan birşey var Yok etme arzusuyla dolu koca bir yalnızlık Elinde acı soluyan bir hançer sürekli ensemde Hissediyorum… Çocukluğuma sarılıyorum Ve ölüme karşı dimdik ayakta meydan okuyorum Ne yalnızlıktan ne de ölümden korkuyorum Terkedilmiş bir şehirim Ama o şehri ben henüz terk etmedim. EsRA |