EY YILLAR VERİN ÇOCUKLUĞUMUGeçmişi anıyorum, baharda türül türül , Sırtım güneşe dönük, bir öğle sıcağında, Tabiat canlanıyor, dereler gürül gürül, Çiğdemler çiçek açmış, topluyorum dağında. Giderek değişiyor, tabiatın dengesi, Bir güzellik katıyor, göçmen kuşların sesi, Üzerimi örtüyor, mutluluğun perdesi, Kendimi buluyorum sevginin odağında. İçim sevinçle dolu, coştukça coşuyorum, Uçan kelebeklerin ardından koşuyorum, Bu ne enerji böyle kendime şaşıyorum, Sekiz, on yaşlarının lezzeti damağımda Gel de bu yorgunlukla hakim ol gözlerine Bir uğultu karışır,"kalk uyu" sözlerine, Rahatlardım başımı koyunca dizlerine Mışıl mışıl uyurdum, anamın kucağında. Sabah kuş cıvıltısı uyandırır uykudan, Bin bir lezzet alırdım yediğim, ekmek sudan, Şimdi eser mi kaldı o güzelim duygudan, İnsanlık arıyorum, teknoloji çağında. Kışın tadı bir başka lapa lapa yağar kar, Beyaz gelinliğini giyerdi yeşil çamlar, Kartopu, kayak derken elim ayağım donar, Her şeyi unuturdum sobanın sıcağında. Ey Karaçay yıl geçti, yokuşa vurdu yollar, Güle güle der şimdi, çocukluğum el sallar, Neyiniz varsa alın, bende kalan ey yıllar. Verin çocukluğumu yarının şafağında. İbrahim Karaçay |
hele o ana şefkatinde şımarmak aksilikler yapmak daha daha neler neler
valla alıp götürdü mısraların beni
anamın sıcaklığına
tebrikler selamlar