)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-38-)(-)(-)(
…………………………………………………………………………………………..
Gönül Geç Olmaz Hevâdan Gönül geç olmaz hevâdan Gel gurbete gidek gönül Uçur kuşu bu yuvadan Gel gurbete gidek gönül Kıyalım baş ile cana Yaşımız boyanıp kana Dert oduna yana yana Gel gurbete gidek gönül Ahd ile peyman güdersin Taştan oğuyu yudarsın Bir vefasızı n’idersin Gel gurbete gidek gönül Yüreğime dokundu ok Derdim öküş mihnetim çok Bizi burada esirger yok Gel gurbete gidek gönül Doyunca gördüm firkati Halim yaman derdim katı Çekemezdim bu mihneti Gel gurbete gidek gönül Gel bulalım doğru yolu Bir pire diyelim bel: Burada n’eylersin Usûlî Gel gurbete gidek gönül USULİ İsmail Özmen, Alevî – Bektaşî Şiirleri Antolojisi, 2. Cilt, Ankara 1995, s. 382 ………………….. USULİ ………………….. Asıl adı ve ailesiyle ilgili bilgi yoktur. Öğrenimini, şimdiki Yunanistan sınırları içinde kalan Vardar Yenice’de tamamladıktan sonra tasavvufa ilgi duydu. Mısır’a gidip İbrahim Gülşeni’ye bağlandı. 1533’te şeyhinin ölümü üzerine memleketine dönüp inzivaya çekildi ve mensubu olduğu tarikatı yaymaya çalıştı. Bu arada akıncı beylerinden Evrenosoğlu Abdi Bey’in yakınlığını gördü ve onun musahipliğini yaptı. Ölüm tarihini bazı kaynaklar, 1534 olarak verirler. Mezarı, Vardar Yenice’dedir. Yaşadığı yüzyılın önemli şairlerinden sayılan Usûlî, tasavvufî aşkı ön plana çıkaran şiirlerinde Nesimî’den etkilenmiş, hece vezniyle yazdığı gazellerde Yunus Emre’yi örnek almıştır. Bilinen tek yapıtı Dîvan’ıdır. Hadisler, Hz. Ali’nin sözleri ve iki uzun mesnevînin yer aldığı eserin yazma nüshalarından ikisi Millet Kütüphanesi ve Atatürk Üniversitesi Kütüphanesi’ndedir. İlk olarak Mustafa İsen tarafından 1988’de “Usulî-Hayatı, Sanatı ve Dîvanı” adıyla yayımlanmış, ikinci basımı ise “Usulî Dîvanı” adıyla 1990’da, Akçağ Yayınevi tarafından gerçekleştirilmiştir. Şiirleri genellikle Dîvan şiiri tarzında olduğu için dîvan şairi de sayılabilir. Bu arada hece vezni ile yazılmış şiirleri de vardır. Dîvanında Nesimî havası açıkça görülür. Heceyle olan şiirlerinde ise içli bir Yunus Emre havası vardır. Ama bu şiirler tasavvufî olmaktan uzaktır. Bunlarda Karacaoğlan’ın güzel üslubunu andıran dil ustalığı göze çarpar. Melek Hışıl’dan alıntı ...................................................................................................... )(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-38-)(-)(-)( Bir güzele sevdalandın Söyler misin nidek gönül Vardın ataşa dolandın Bilmem nasıl edek gönül Gelmiş iken sözün yeri Dönemezsin artık geri Sevda denen bu iksiri Bilmem nasıl tadak gönül Savruldum aşkın yelinden Kaçılmıyor meşk selinden Kara sevdanın elinden Bilmem nire gidek gönül Buyrulmadık haltı yerken Sanmayasın vakit erken Seviyorum seni derken Tutma beni yedek gönül Dediler senin neyine Sen köylüsün git köyüne Getirdin beni oyuna Çok zokalar yedik gönül Gerçeğinden ve düşünden Yanlış bu sevda başından Gitme vefasız peşinden Bunu sana dedik gönül Hep de beni yakıyorsun Garip garip şakıyorsun Bildiğini okuyorsun Hep çaldığın düdük gönül Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz |