UNUTULMAZMIŞBin dokuz yüz altmışlı yıllar. Oturmuş, pencerede bir güzel ağlar. Güzeller güzeli Şaziye, Dönmüştü aşkından deliye. Vurulmuştu mert mi mert, Yakışıklı delikanlı Ahmet’e. Ama vermiyordu babası. Buydu Şaziye’nin yürek yarası. O devirde babaya itiraz yoktu. Babası gençlik hayallerini yıktı. Şaziye’yi verdi meyhane arkadaşına. Bakmadı kızının gözyaşına. Verdiği oğlan Şaziye’den yaşlı mı yaşlı. Ahmet sevdiğini kurtarmak için telaşlı mı telaşlı. Sığınmaya çalışsa da babasının merhametine, Kaçmaya çalışsa da Ahmet’ine, Olmadı hep yakalandı. Temiz bir sopayla aklandı paklandı. Kuruldu düğün dernek. Yandı Şaziye ile Ahmet’teki yürek. Para etmedi artık sevmek. Zoruna gidiyordu, Sevmediğine eş olmak. Bir ömür yanında kalmak. Sevdiği kız olunca ellere gelin. Yolunu tuttu Ahmet, gurbet illerin. Her biri ayrı yuva kurdu, Ama yürekteki acı durdu oturdu. Bazen boğulacak gibi olurdu. Biri Kamber’di bir Arzu. Eşini erken yitirdi Şaziye. Ağlasa da haline şükrederdi. Bir gün, bankada emekli kuyruğunda, Gördü Ahmet’i. Elleri titredi, Soğuk soğuk terledi. Yürek çırpıntısı arttı. Kendini bir koltuğa zor attı. Su getirdi torunu. Elini yüzünü yıkadı. Çırpınıyordu torunu. Buydu kaderin ona oyunu. Kendine geldi nice sonra, Geldi yanına Ahmet. Ettiler havadan sudan sohbet. Aynıydı Ahmet’te dert, Şaziye’de dert. Kanadı yürekleri, ilk günkü gibi. Ama olanlar olmuştu. Arttı yüreklerindeki sızı. Bu aşkta olmuştu mazi. Deşelediler mazinin küllerini. Yürekleri yine ılık ılık oldu. Ne kadar sürerdi ki güz güllerinin sevdası. Biri kalp, biri tansiyon hastası. Oğlunu çağırdı yanına, vasiyetini etti Şaziye, Oğul” kızını sevdiğine ver ”diye… Bu olaydan sonra fazla yaşamadı Şaziye. Geldiği gibi yürek yarasıyla gitti maziye. Geceleri biri gelirmiş mezarının başına. Gizli gizli ağlarmış, sarılıp ta mezar taşına. Yürek sevmediğine varınca hep sızlarmış. İlk aşklar yıllar geçse de unutulmazmış… ______ MEHMET ASLAN____ Sarayköy- 09 Aralık 2010______ |