GEMİLERİ YAK TA GİT
Biliyorum,
Kızıla bürünmüş, Ağlayan bir akşam vakti. İnleyen kalbini dinlemeyerek. Sevginin isyanına inat, Sessizce gideceksin. Buralar yine sensiz, Bahçeler sessiz kalacak. Ölü serpilmiş topraklar, Suskunluklardan mutlu. Ben mahzun olacağım… Akşamlar mayalanmış zamanlarda, Uykusuna hazırlanırken. Koynunda taşıdığı, Gizemlerin durgunluğunda. Ihlamur ağacının altında. Sevgiyi koklardık. Çaylarımızı yudumlarken, Karanlıkları yutan gözlerin, Bir başka gülerdi. O an bütün dünyaları fetheder, Mutluluktan bin kez ölürdüm... Tebessümlerle mırıldadığın nağmeler, Filiz vermeye aç tohumlar misali, Gönül tarlama serpilirdi. Yorgun yüreğim şenlenir, Gözlerinde demlenirdim… Biliyorum, Yine gideceksin buralardan. O halde son kez mutlu et, Gözlerime bakta git... Bütün damarlarımdan çek al seni, Boşalt duygularımdan tüm sevgini. Bomboş ve bir hiç olarak bırak beni, Sensiz ne yapayım bu bedeni. Çak bir kibrit yaşadıklarımıza, Yok olan benle beraber, Gemileri yak ta git… |