)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-35-)(-)(-)(
..........................................................................................................
Yücelerden Döndüreyim Yücelerden döndüreyim Alçaklara gönül seni Alçaklardan alçaklara İndireyim gönül seni Ayırayım halktan seni Şöyle hak edeyim teni Ayaklar altına yani Bırakayım gönül seni Nice kaçarsın yabana Aşk gemin urayım sana Sürüp ol maşuktan yana Hem çalayım gönül seni Başım gurbete urayım Benlik defterin düreyim Alnım yazısın göreyim Uydurayım gönül seni Başımın terkin urayım Canımı yolda koyayım Ne kim olursa olayım Komayayım gönül seni Yürüyeyim yane yane Aşk odun urayım cane Bakmıyayım masivaye Göçüreyim gönül seni Koyayım namusu arı Talep edeyim o yarı Dün gün çektireyim zarı Ağlatayım gönül seni Dost gamın alayım başa Yürüyeyim kalka düşe Vasfı dile gelmez işe Uğratayım gönül seni Sığınayım ol Mevlaya Yüz süreyim ol alaya Abdurrahim-i Tirsi’ye Uydurayım gönül seni Abdurrahim Tirsi ABDURRAHİM TIRSİ İznik, Tirse’de doğdu. Doğum tarihi belli değildir. 1512 (H. 912)de İznik’te vefat etti. Babası Bayezid Fakih, İsfendiyaroğulları’ndan olup, Bolu’ya yerleşmiştir. Abdürrahim Tırsi, Kadiri tarikatında yetişmiş bir rehber olup, hocası evliyanın meşhurlarından Eşrefoğlu Rumi’dir. Köylerinin imamı iken İznik’e Eşrefoğlu Rumi’nin sohbetlerine de giden Bayezid Fakih, oğlu Abdürrahim Tırsi’yi de beraberinde götürürdü. Abdürrahim Tırsi, Eşrefoğlu Rumi’yi görünce onu çok sevip sohbetlerinden hiç ayrılmak istememiştir. Rivayete göre zaman zaman köyünden kaçıp onun sohbetine gitmiştir. Bu durum üzerine Eşrefoğlu Rumi; "Bu çocuğu bize veriniz, onu talim ve terbiye edelim." deyince, babası razı oldu. Böylece onu Eşrefoğlu Rumi büyütüp yetiştirdi. Rivayet edildiğine göre ona; "Sen ana rahmine düşeliden beri seni terbiye ederim, bu diyara gelmekten maksadım ancak sensin." demiştir. Eşrefoğlu Rumi’nin vefatından sonra onun yerine geçen Abdürrahim Tırsi, hocasının manevi işareti üzerine, kızı Züleyha Hatun ile evlendi. Vefatına kadar İznik’te kalıp halkı irşad ile meşgul oldu. Vefatından sonra yerine oğlu Pir Hamdi Efendi geçti. Abdürrahim Tırsi, Yunus Emre ve Eşrefoğlu Rumi’nin şiir söyleyiş tarzlarına benzer hece vezninde sade bir dille şiirler yazmıştır. Bu şiirlerinden bir kısmı ilahi olarak Kadiri dergahlarında okunmuştur. Bir Divan’ının olduğu da zikredilmektedir. ………………………………………………………………………………………….. )(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-35-)(-)(-)( Yükseklerden in aşağı Gezdireyim gönül seni Aşağıdan da aşağı Bezdireyim gönül seni Meylin mücevher altına Bak şu yediğin haltına Serip ayaklar altına Ezdireyim gönül seni Bilmiyorsun uzakları Kaydırırlar kızakları Hileleri,tuzakları Sezdireyim gönül seni Yüreğinde olmasın kir Düşman sana gurur kibir Acıları çekip bir bir Dizdireyim gönül seni Yarın için aldırmayıp Geçen her an günün kayıp İstediğini almayıp Kızdırayım gönül seni Şu dumanlı dağım gibi Sol yanımla sağım gibi Zikr eyleyen düğüm gibi Çözdüreyim gönül seni Her belaya göğüs gerip Gururumu yere serip Sanmayasın izin verip Azdırayım gönül seni Dokunmadan hava suya Bellim/olur gönül bu ya Örnek bir sevdadır diye Yazdırayım gönül seni Dua ile yarınlarda Ağır bassın oranlarda Lüzumsuzum derinlerde Kazdırayım gönül seni Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz |
Bellim/olur gönül bu ya
Örnek bir sevdadır diye
Yazdırayım gönül seni
Dua ile yarınlarda
Ağır bassın oranlarda
Lüzumsuzum derinlerde
Kazdırayım gönül seni
YİNE HARİKA ANLAMLI BİR ESER KUTLARIM
GARDAŞIN ESERİNİ KALBİMUHABBETLERİMLE SAYGILAR DOST,,