DÜNYA KÜÇÜLDÜ GÖZÜMDE
DÜNYA KÜÇÜLDÜ GÖZÜMDE
Hüzün topluyorum İstanbul’un kaldırımlarında Gecem ermeden güneşin sıcaklığına Kaderime isyanlarımı yüklüyorum Sesiz ve derinden benliğim duyuyor beni birde sessizliğim Alev oluyorum yakıyorum her tarafı Yanan ben oluyorum yakan İstanbul geceleri Sessizliğimi bozuyorum yalın çıplak kaldırımlarda Umuda koşmak istiyorum umut benden habersiz Haykırışlarım kifayetsiz kalıyor yamacıma yanaşan acılı gözlerde Yutkunuyorum zehir zemberek sözlerle yitik oluyorum Umutlarımı okuyamıyorum bana bakan gözlerden Dert oluyorum limansız rotasız gemi Koca âlemde bir başıma çığlıkların arasında kalıyorum Sesim kıslıyor nara ve haykırışlarımla Duyanım bakanım elini uzatanım yok Anılarım canlanıyor yarım kalan beynimde yitik kalıyor benliğim Dert yolcusu oldum gecem eriyor sabahına Mermiler sıkıyorum beynimin her hücresine Ölmek geciyor benliğimi tanıyan beynimde Tutunamıyorum İstanbul’un daracık kaldırımlarına Nefesim yetmiyor soluk alamıyorum Gözlerimin baktığı her yerde kahpece tebesümleri Gökyüzüne uçuşan şerefsizlikleri görüyorum Titreyen benliğimi ısıtmak için geçmişime sarılıyorum Umutlarımı yükledim beyaz güvercinin kanatlarına Yıkılıp düşmemek için bu İstanbul’un kaldırımlarına Tutunmaya çalışıyorum şerefsizlerin cirit attığı bu meydanda Ölüm şerbet olmuş bir yudum alsam da Ne fayda gayri bu yaştan sonra yaşasam da Derdim avare olmuş benliğim ona esaret Hücrem yüreğim olmuş yüreğim sahipsiz Tebessümler ihaneti anlatır duru sade bakışların altından İstanbul’ da yaşamın haykırışlarındayım Koca dünyada bu başı ucu belli olmayan Karabalığın kesme keşin içerisinde Bir başıma yalnız ve yürekten hastayım Yaram derindir ne merhem alır nede fitil tutar Yolum ölümden öteye gidilecek mekândır Son bir tebesüme bakılacak en güzel ihanettir Dert katarları oldum sesiz yüreğimin çığlıklarında Sona doğru koşuyorum koşar adımlarla Korkmadan ardıma bakmadan başıma gelecekleri hesaba katmadan Son kurtuluştur benim için Azraillin tebessüme Yâ da zebaninin yüreğime üfleyeceği son nefes gibi Tatlı bitiştir fani ömrüme verilen nefesin son saniyeleri Gidiyorum İstanbul’un daracık sokaklarından Hüznümü geride bırakacak hüznümün matemini kaldıracak kimsecikler yok Umutlarımı satıp ben gecenin karanlığında sessiz sedasız Onurumla gidiyorum yarınımı aramadan Yitik kalmış bir yaşamın yürüyüşündeyim Tut ki ölüm alnımdan öper Tut ki yaşanılmışlığım hayal ve suniydi Tut ki aldığım nefes sadece bir rüya idi Bir tek gerçeğim var geride kalan hayatımı adadığım üç goncam idi… Onlar da yok ne bu günümde nede yarınımda Yitik kodular beni bu koca İstanbul sokağında Ölümü özledim onları özlediğim kadar Hayatı yaşayamadım onlara yaşatacağım kadar… |
Hüzün topluyorum İstanbullun kaldırımlarında..................................İstanbul' un
Gecem ermeden güneşin sıcaklığına
Kaderime isyanlarımı yükseltiyorum
Sesiz ve derinden benliğim duyuyor beni birde ses izliğim....................................sessiz
Alev oluyorum yakıyorum her tarafı
Yanan ben oluyorum yakan İstanbul geceleri
Ses izliğimi bozuyorum yalın çıplak kaldırım lar da.............................sessizliğimi / kaldırımlarda
Umuda koşmak istiyorum umut benden habersiz
Sesim kıslıyo nara ve haykırışlarımla.......................................................kısılıyorl
Duyanım bakanım elini uzatanım yok
Anılarım canlanıyor yarım kalan beynimde yitik kalıyor benliğim
Dert yolcusu oldum gecem eriyor sabahına
Mermiler sıkıyorum beynimin her hücresine
Ölmek geciyo benliğimi tanıyan beynimde........................................................geçiyor
Tutunamıyorum İstanbullun daracık kaldırımlarına..............................................İstanbul' un
Nefesim yetmiyor soluk alamıyorum
Gözlerimin baktığı her yerde kahpece tebesümleri
Gökyüzüne uçuşan şerefsizleikeri görüyorum....................................................şerefsizlikleri
Titreyen benliğimi ısıtmak için geçmişime sarılıyorum
Umutlarımı yükledim beyaz güvercinin kanatlarına
Yıkılıp düşmemek için bu İstanbul kaldırımlarına
Tutunmaya çalışıyorum şerefsizlerin cirit atığı bu meydanda..............................................attığı
Ölüm şerbet olmuş bir yudum alsam da
Ne fayda gayri bu yaştan sonra yaşasam da
Derdim avare olmuş benliğim ona esaret
Hücrem yüreğim olmuş yüreğim sahipsiz
Tebessümler ihaneti anlatır duru sade bakışların altından
İstanbul da yaşamın haykırışlarındayım................................................İstanbul' da
Koca dünyada bu başı ucu belli olmayan
Karabalığın kesme, keşin içerisinde......................................................kesme keşin arasındaki virgül kaldırılmalı.
Bir başıma yalnız ve yürekten hastayım
Yaram derindir ne melhem alır nede fitil tutar..........................................merhem
Yolum ölümden öteye gidilecek mekândır
Son bir tebesüme bakılacak en güzel ihanettir.........................................tebessüme
Dert katarları oldum sesiz yüreğimin çığlıklarında.....................................sessiz
Sona doğru koşuyorum koşar adımlarla
Korkmadan ardıma bakmadan başıma gelecekleri hesaba katmadan
Son kurtuluştur benim için Azraillin tebessümü
Yâda zebaninin yüreğime üfleyeceği son nefes gibi.....................................Ya da
Tatlı bitiştir fani ömrüme verilen nefesin son saniyeleri
Gidiyorum İstanbullun daracık sokaklarından.............................................İstanbul' un
Hüznümü geride bırakacak hüznümün matemini kaldıracak kimsecikler yok
Umutlarımı satım ben gecenin karanlığında sesiz sedasız......................................satıp
Onurumla gidiyorum yarınımı aramadan
Yitik kalmış bir yaşamın yürüyüşündeyim
Tut ki ölüm anlımdan öper........................................alnımdan
Tut ki yaşanılmışlığım hayal ve suniydi
Tut ki aldığım nefes sadece bir rüya idi
Bir tek gerçeğim var geride kalan hayatımı adadığım üç goncam idi…
Onlarda yok ne bu günümde nede yarınımda.........................................onlar da / ne de
Yitik kodular beni bu koca İstanbul sokarlında....................................... sokağında
Ölümü özledim onları özlediğim kadar
Hayatı yaşayamadım onlara yaşatacağım kadar…
İnanın ne söyleyeceğimi bilemiyorum.Belki bir kaç kelime dikkatsizlikten yanlış olarak yazılmış olabilir hepimiz yapıyoruz kimi zaman ama bu derece yazım yanlışının yapıldığı bir şiirde dikkatsizlikten ziyade bilgi noksanlığından bahsetmek sanırım yanlış olmaz.Şiir demek sanat eseri demek geleceğe bırakacağımız miras demek.Özensiz ve yeterli şekilde donanmadan üstelik temel bilgilere bile ulaşamadan yazılan şiir asla olamaz.
Bu şekilde davranmakla hem şiire duyduğumuz saygının ölçüsünü göstermiş oluyoruz hem de okuyanlara yanlış örnek oluyoruz.
Bunun bilincinde olmalıyız.
Bu itibarla vasata erememiş eserinizden ayrılırken özellikle yazım, imlâ ve noktalama işaretleri konusuna eğilmenizi şiddetle öneriririm.Bu hem kendiniz için hem de okur için büyük kazanç olacaktır.
Daha nitelikli eserlerinizde buluşmak ümidiyle.Saygılarımla.
Şükran AY tarafından 12/7/2010 8:38:55 AM zamanında düzenlenmiştir.