Mecdelli Meryem'in İsaya Sarılışında RuhumGİttiğinden beri el etek çekmiş meczup gibiyim Kah sokaklarda arıyorum Gün boyu seni, Kah geceleri pencere açıp gelirsin diye Dikiyorum gecenin koynuna gözlerimi Senin dönüş umudun tükeniyor Yavaş yavaş Dizlerimin bağı Ha çözüldü Ha çözülecek Yalnızlığım; Benliğim içimde koybolacak kadar gölgesizim Hayalimle Toprağı avuçluyorum ’Söyle ey toprak buradan vefalım geçti mi?’diye ağlıyorum. Özlem tuzu dağlıyor gözlerimi Şehir kaygılı, Sancalı kanatları ile örtüyor gece Sokakları. İnsanlar huzursuzluğun koynunda Evlerde pişman tütüyor bacalar Hicranın gömeğinde olmak Yakacak, Yanacak değil Tüterek yaşıyorum, Yaşamı. Ruhum; Çölleri sarmış Bedenim; Kabuk dökmüş çınar misali. Dallarım biri hicrana diğeri vuslata İçten içe çüreyen bir çınar...... İçimde büyüttüğüm sukut uçurumlaşıyor Su şırıltıları dindirmiyor, Yalnızlığımı. Masmavi gökyüzünün altında Kır çiceklerine sarılıyorum. Mecdelli Meryem’in İsaya sarılışında ruhum. Aşk için gözyaşı dökmek Aşka ağlamak Gözpınarlarım toprağı ıslatsın Yere eğildim. Bir avuç toprak aldım. Kokladım, kokladım. Yüreğim uzun bir yolculuğa başladı, Biletini almadan. Topak çorak çöl misali.. Ölüm kadar sesiz caddeler Seni anlayan bir söz yaklaşır vücuduma O tek bir kelime ’ aşk ve ölüm’ Yazının harfleri, Bedenimin teninde Ağlamaya başladım. Gözyaşlarım tuna nehrine akıyor Islanan ırmak mı, Irmak mı ıslatan hıcranın gözpınarını? Tuna, Kah Osmanlı nehri Kah Rus ırmağı Ölümün soluğu ile son nefes almak Azrailin önünde bağdaş kurmuş oturuyorum. Diz çökmüş, Ölüm ıslığını dinliyorum....................... gordion |