Kahrolsun TöreGünlerden bir Cuma vakit sabaha karşı Çekildi silahlar çatıldı kaşlar Yapmayın yazıktır diye yalvardı dağlar ve taşlar Dinleyen anlayan nerede Körpecik bir çocuk dağ gibi aliyi seriverdi yerlere Bir silah sesiyle korktu, ürperdi uyandı bu çarşı Bir çığlık yükseldi mahallenin daracık sokağından Hatice ana feryat ediyor yetişin kurtarın yavrumu Ama ne çare, tam kalbine isabet etmiş kahpe kurşun Vay koçum ali sen bir kurşunla yıkılacak adammısın Bırak kanını içsin zalimler, kana doysunlar Fakat başka Aliler vurulmasın Birde Aliyi yere seren şu masum çocuk Vay canına bıyıkları bile terlemeyen küçük bir yavrucuk Fakat kalem tutacak ellere silah verilmiş Kitap okuyacak dillere intikam yemini ettirilmiş Bu böyle gelmiş böyle gidecek Bunun adı kahrolası töreymiş Aklımızı başımıza toplayalım Bu gün ben, yarın sen, bir güne yavrularımız Daha ne zamana kadar kalleşçe birbirimizi vuracağız. Elini uzat yıllardan beri düşman gördüğün şu adama Kucakla, bağrına bas, affet Lanet et kahrolası töreye Boynumuza vurulan cehalet zincirlerini O zaman ne kadar kolay kıracağız. Cengiz ÖYKE |
yüreğinize sağlık.