Deprem
17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 Depremlerinde Hayatını Kaybedenlere Allahtan Rahmet Yakınlarına Sabırlar Diliyorum.
Titredi bir anda arz’ın en dibi Bir uğultu her yeri inletti Bağrışmalar, çağrışmalar, feryatlar… Sur mu bu ya Rab? Yoksa kıyamet mi geldi Kaçışırken yedi katlı binanın altından Takıldı eşiğe ayağım, çıkamıyorum kapıdan Bağrışmalar, çağrışmalar, feryatlar… Sayamadım, kaç insan gelip geçti sırtımdan Nasılsa, doğruldu belim, kalktım ayağa Can havliyle bende fırladım, o karanlık sokağa Bağrışmalar, çağrışmalar, feryatlar… Şükür, bende karıştım o şaşkın kalabalığa Hal pazarı çarşısına bir ateş yakıldı Zengini, fakiri etrafına toplandı Bağrışmalar, çağrışmalar, feryatlar… Sabahlara kadar Bolu’m beşik gibi sallandı Mehmetçikler geldi, çadır kurdular bize Aş, ekmek geldi başka ilden şehrimize Durmadı yine bağrışmalar, çağrışmalar, feryatlar… Allah rahmet eylesin, kayıp olan kardeşlerimize Üç beş aile bir çadırda oturduk Kardeş olup, koyun koyuna uyuduk Zengini, fakiri, hepimiz bir olduk Aynı kaptan karnımızı doyurduk Bir gün gelir evimize geçeriz Geçeriz de, ah ne günlerdi deriz Unuturuz bu günleri, yaşanan acıları Can vermek için, can pazarı binaların altında Yine, çürük çürük gökdelenler dikeriz… Kasım 1999 Cengiz ÖYKE |