SEVDANIN CEZASI
bir seramonidir senin savdan
mor aşkların ferah neşesi bir tutkudur senin sevdan dağlarda açan en güzel çiçeğin yorgun bir dağ menekşesinin kokusu gibi... şimdi dünyamda yemyeşil nane kokularının yayılmasını gözlerinin masum tatlılığına borçluyum ve desem ki yanaklarımda sımsıcak bir aşk ateşi bunu ince ince doğan ellerinin tutsaklığına borçluyum şimdi vakit bir nisan akşamı özledim her gece olduğu gibi seni , bana inan kalbinin aynasını bıraktığın an yıklırım ben aşkının sarhoşluğundandır, ölümsüzlüğüne olan hüsn-ü zan yine gecenin en mavisinde hatta en çıkmazında esen rüzgarın baş döndüren adıdır çehren ve en yağmur tadıdır sarı kahve saçların beni rüyalarda yakan bir ay parçasıdır cilven, nazın unutma sevdamı ben dağlara kazıdım diyordun bir aralar şakaydı ya belki aşkımın bedelini mahkemelere soracaktın bir nisan akşamının en belirgin ışığında sor hakime cezası olabilir mi sana sevdamın |