HEYHAT !Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Kırmızı gül demet demet
Sevda değil bir alamet Balam nenni yavrum nenni Gitti gelmez o muhannet Şol revanda balam kaldı Yavrum kaldı balam nenni Kırmızı gül her dem olmaz Yaralara merhem olmaz Balam nenni yavrum nenni Ol tabipten merhem gelmez Şol revanda balam kaldı Yavrum kaldı balam nenni Türkünün Hikayesi Konusunda İse Çeşitli Rivayetler Vardır... Ali diye bir oğlan varmış zamanında.Savaş patlak vermeden evvel gönül vermiş bir güzele, evlenmiş ve evliliğinin daha kırkı çıkmadan askere çağrılıvermiş.Ali sevdiğini anası ile bir başına bırakıvermiş ve askere gitmiş.Ali askere gitmesinden epey bir süre geçmesinden sonra savaşın bittiği haberi gelmiş köye Ali’nin anası ile sevdiği mutluluk sarhoşu olmuşlar.Ali’nin içinde bulunduğu grubun şehre dönüş tarihi belli olmuş bunun üzerine anası ve karısı başlamışlar hazırlığa.Ve o gün geldiğinde anası demiş ki ’Kızım ben gidip tren istasyonunda bekleyeyim oğlumu sende hazırlıkları tamamla evde’ deyip tren istasyonun yolunu sabahın köründe tutmuş.Anası başlamış beklemeye.Bir tren gelir biri gider ve oğlan gelmezmiş.Anası hava kararıncaya kadar beklemiş ve oğlan gelmemiş.Umudunu kesen ana evin yolunu tutmuş. Eve geldiğinde gelinin odasında sesler geldiğini duyup kapıya yanaştığında içerde bir erkek olduğunu anlar.Bizim Anadolu’nun anası namusunu kirli bırakır mı içerden tüfeği kaptığı gibi odaya dalıverir ve yorgana doğru boşaltır mermileri.Ortalık kan gölüne dönmüştür.O arada yorgan sıyrılıverir yatağın üstünden.Birde ne görsün iki yıldır askerde olan oğulcuğu ile ona gözü gibi bakan gelini yatağın içersindedir.Meğersem anası istasyonda beklerken görememiştir oğlunu, oğlanda koştura koştura eve gitmiş ve sevdiceğini yalnız bulunca dayanamamıştır.Bundan sonra ana az olan aklını da yitirip yollara düşer ağzında bir türkü; Kırmızı Gül Demet Demet... Başka Bir Hikayeye Görede, Annesinin tek oğlu Mehmet, Erzurum yöresinde yetiştirdikleri ürünleri, bugünkü Ermenistan’ın başkenti, o dönemler önemli ticaret merkezi olan Revan’a (Erivan) kervan ile götürüp satmaktadır. Karayağız, güçlü kuvvetli Mehmet, annesine her akşam bahçelerinden derlediği gül demetini getirir. ’Sevgi ve saygı’ ifadesi olan gül demetini anne duvara asıp kurutur, onlara baktıkça oğlunu görür gibi olur. Ancak vebaya yakalanan Mehmet, Revan’da ölür ve bir çalı dibine gömülür. Bir Mehmet değildir ölen, kervanın çoğu da bu amansız hastalıktan kurtulamaz. Ağır ağır Erzurum’a giren kervanı, analar, babalar, yavuklular meraklı gözlerle beklemektedir. Mehmet’in anası durumu öğrenince, deli olup dağlara düşer. Elinde bir demet kırmızı gül, dilinde ’Kırmızı gül demet demet. Sevda değil bir alamet. Şol Revan’da balam kaldı. Yavrum kaldı.. diyerek ağıtlar yakıp dağlarda gezer durur.’ www.unutulan.com/haber_oku.asp? haber=19 Her bahar, her yaz, her kış Nerdesin? Seherin esen yelinde mi, hasretle akan gözün selinde mi, yoksa bülbülün zar ettiği, buram buram sevda kokan gülünde mi? Her nerede isen izin izim ,sözün sözüm , Mevlaya dua diye dönen yüzün yüzümdür. |
Ah be can hocam.Yine aldın götürdün.Bu güze sayfayı vesile kılarak Aşığın sevdasını maşukaya ileten al güller sunuyorum bütün seven yüreklere.Kaleminiz ve yüreğiniz kavi olsun.