VELED ÇELEBİ (Gülce-Buluşma)Her gönülde bir başka, kalkar eller sevdaya Yol oluruz sevgiye, koşarız biz hülyaya Kimimiz süvaridir, kimimiz koşar yaya Meftun olduk rabbime, rahmet dolu deryaya …Bu deryayı dileyenlerden biri de ….Mevlana Hazretlerinin …..On sekiz göbek, zaman dilimi geride ……Torunuydu Veled Çelebi… Aşk demini beklerken, hüzün gemini gever Yangın bendini aşar, rahmet kapısı döver Yakarılar yükselir, rabbimden rıza diler Her anne baba söyler, hayırlı bir evlat ver… …Bin sekiz yüz altmış sekizde Güzel ülkemin güzelliklerle dolu Konya ilinde Doğdu ve yürüyordu ömür denen kendi menzilinde …..Aldı yerini rahmet deryasının dünya denen yerinde ……Ailesinin ve çevresinin gereği olarak …….İlim yolunda, ilme hasretle dolarak ……..Medrese öğrenimi görmüştü ………Fars ve Türk edebiyatını diline sürmüştü ……….Arap edebiyatında da söze durmuştu. Hazreti Mevlana’nın Divan-ı Kebirini okurken Bu eserdeki Türkçe kelimeler dikkatini çekti Kütüphaneci Halit dede’ye sebebini sorarken Sultan Veled Çelebi’nin Divanından bahsedecekti …Türkçe beyitlerin onda daha çok olduğunu öğrenecekti. Türklük bizim için bir sevda, bir sevda Türkçe dilimiz Dille açar dost kapısını, saz çalan gönül telimiz Dil bizim duygularımızı ifade eden elimiz Düşüncesiyle Türkçeye daha çok değer verecekti …Öncelikle Divan-ı Kebir ve Divan’daki ….Türkçe beyitleri bulup yeniden derecekti, …..Derdi ve yazdı. Dilimize yön veren, başka bir şifahinin Ayrıca, Harabat’ta Ali Şir Nevai’nin, Nicesi daha olan, edebice dâhinin Hüseyin Baykara’yla Molla Lütfi beyinin …Çağatay lehçesinde yazılmış şiirlerini ….Gördü ve tespit etti. …..Bu tespit onu, ……Nevai’nin lügatlerini de içine alan …….Abuşka kitabını okumaya sevk etti ……..Bununla da yetinmedi, özünden güç alan ………O kitabı baştan sona istinsah etti… Bir çığlık gibi doldu, Türkçe dilim gönlüne Şiirin köylerinden, düş toplar geleceğe Kopsa da fırtınalar, devam eder ömrüne Onun sözü sadece, kıymetin bileceğe …Edebi dile özen vereceğe... …Dedim ya özünden güç aldı ….Türkiye’de kullanılanın dışında …..Türkçe lehçelerin bulunduğunun idrakine vardı, Kendini daha bir yakından inceleme saldı O gece gündüz insanlık için çalışkan arı, Bunun için kaleminden damlıyordu tüm varı Bin bir çiçekten öğrendiği, sözü şifa, baldı …İlk memuriyetine Başlamıştı Konya Vilayeti Mektubî kaleminde Mektubî Kalem ne? Sorusu gelir akla ilk deminde Sadrazam tarafından çeşitli makam ve kişilere Resmi mektup ve işlerin emri yazılır bu zeminde …Bir yıl gibi bir süre bu görevinde çalıştıydı ….Ertesi yıl vilayet gazetesi başyazarlık görevine …..Aynı zamanda Konya Rüştiyesi’ndeki ……Yazı ve Farsça öğretmenliğine alıştıydı… …Bin sekiz yüz seksen dokuz da Şehirlerin şehri olan, İstanbul’a geldiği zaman Aklındaki bu şehre karşı merakın sildiği zaman Burada kendini yeni bir muhit içinde bulmuştu Yeni çevre ve dostlarla kaynaşmayı bildiği zaman …Farklı bir ortamda, gelenek ve göreneklerin ….Her biri olsa da farklı bir önemde, …Yine de bu dönemde Mevlana edebiyatıyla meşguldü yoğun şekilde Öğretisi hak huzura varmak, çoğulda ve tekilde, Bu öğreti doğrultusunda ay toplayıp ceplerine Bir hoş seda içindir çabası, bu dünya denen ilde. …Bir hoş seda için umut ekmişti ….Fuzuli’nin ‘Su Kasidesi’ne yazdığı şerhiyle …..Tanınmış Türkçelerden birisi olan ……Necip Asım Bey’in dikkatini çekmişti. Kumsalda kızgın kumlara, sopayla hayal dürterken Kıpır kıpır yüreğiyle, çoğalırken benliğinde Gönlündeki hazan gören, düş gölgeleri örterken Onda yeteneği gördü, Asım kendi şenliğinde …Yakından ilgilenmeye başlamıştı onunla ….Kendi kütüphanesinde bulunan pek çok eseri …..Veled Çelebi’ye vermişti, derlesin diye ……Teşvikte bulunmuştu Türkçe kelimeleri… …Derledi kelimeleri Veled Çelebi, Bu kitaplardan ve başka çok kitaptan yararlandı Gönül çağlar suskunlukta, konuşunca söz parlandı Çok kelimeler derlendi, Türkçe sözcükler arlandı Yüreğinde ateş yandı, dilim derlenip harlandı …‘Türk Dili’ adındaki büyük eseri ….Tarafından özenle yazılmaya başlandı. Seyrederdi akşamları güneşin batışını Yağmurlu bir günde bulutların kaş çatışını Düşlerken bir güzelin saçına gül takışını Hissederdi heyecanla kalbinin atışını …Veled Çelebi, ….Türkçülüğe adım atışını …..Şu şekilde anlatmaktadır: “…Matbuat âleminde Necip Asım üstadımızla yüz yüze görüştüm Aşırı Türkçü olduğu bilgisine eriştim Kendisinin fikirleriyle fikrimi örüştüm Ben onun ve öğretilerinin peşine düştüm …Osmanlı edebiyatının mükellef şiirlerini, ….Nesirlerini gayri tabii ve gayri makul buluyor, …..‘Türklerin en hakiki edebiyatı ……Halktan doğan ve halka hitap eden eserleri’ diyordu. O vakit bu uyarmaları kavrayamamıştı halim Yaradılışımda bulunan, on altılı yaşlardaki Beni Abuşka’yı istinsaha sevk eden dilim Benim anadan doğma istidadımdır ta başlardaki …Türkçü sevda ile dolu bir ben yapmıştı, ….Aşk ve sevda için dört nala koşup ….Yanan benim gönlüm bilmez misin hardaki… Necip Asım Beyim, bana müsteşriklerin bastırdığı Eski Türkçe eserler, eski lügat kitaplar gösterdi. Başka eserler de buldum dil ve ellerin açtırdığı Görüştüğüm Vefik Paşa bana “Lehçe” sini verdi. …Onu bir edebi eser okur gibi, ….Baştan sona okudum da ufkum açıldı …..Gözümün önünde başka bir âlem açıldı. ……Necib Asım’ın teşvikiyle …….Bir ‘Türk Lugatı’ yazmaya kalkıştım, dilim açıldı…” Her şeyi oturduğu evi ile birlikte yanınca Veled Çelebi’nin hazırlamış olduğu Türk dili Eserinin müsveddelerinin de, yanmıştı tek mili Yaralarını sarıp, yeniden yaşama uyanınca Yılmadan, üşenmeden her şeye yeni baştan başladı Bu da bir imtihandır deyip, üzgün gönlünü yasladı Beykoz’a taşındı, Türklük ve dili adına pişmeye Ahmet Mithat Efendi ve Necip Asım’la görüşmeye Üçü bir olup, aynı amacın badesinden içmeye Birlikten kuvvet doğar diyerekten, hasadın biçmeye …Ahmet Mithat Efendi kütüphanesini emrine vermiş ….Necip Asım da, yine bu alanda, bir çok eserler dermiş, …Veled Çelebi Geldik ya bu dünyaya, kavrayamıyoruz niçin dedir Artık Türkçülük faaliyetlerinin de içindedir İnsanlığa faydalı olabilmeye hep atılmıştır Türk Derneğinin kuruluşuna da katılmıştır …Aynı adla yayımlanan derginin ….Kurucuları arasındaki yerini de almıştır. Geceden sabaha, aydınlık yolunda Yürürken ölümsüz, sevdalar kolunda Ve on dokuzuncu yüz yılın sonunda Türk’lerin baş şehri, ol İstanbul’unda …Edebi ve ebedi aşk yolunda ….Daha da güçlenmeye başlayan Türkçülük hareketindeki çalışmalarıyla Türk dili üzerindeki araştırmalarıyla …Dikkat çeken önemli bir yeri vardır. ….Türkçe ve Türk tarihi üzerinde …..Araştırmaların yoğunlaşmasıyla …Türkçülük hareketi, Hızla gelişiyordu kendi evresinde Özellikle belli bir aydın çevresinde Günden güne ilgi ve alaka çekiyor Heyecanla yüreklere tohum ekiyor …Türk aydınları dilde gelişmeye yol bulduğu ….Osmanlıca’nın karma dilinden başka …..Türkçenin diğer lehçelerinin de olduğu ……Gerçeğini adeta yeniden keşfediyorlardı… …Aralarındaki Münasebetlerin üzerinde, önemle duruluyor Doğan yeni günün şavkları gönlümüze kuruluyor Türk’ün uçsuz ve bucaksız öz vatanında, öz ilinde Günlük konuşma dilinde ve dahası yazı dilinde …Kullanılan pek çok kelimenin ….‘Çağatayca’ denilen Orta Asya Türkçesiyle …..Ortak yanları olduğu anlaşılıyordu. …Veled Çelebi, Dil ve edebiyatta gelişmeye çiçek ve gül deren Geçmişten geleceğe, öz sözcüklerimizi gönderen Savrulup ovalarımızın, renkli gül bahçelerine Tüm bu çalışmalara, kendi ilmi gayretini veren …Dirayetini koyabilmiş ….Nadir şahsiyetlerden biridir. Genç yüreklerimizin beyinlerine tohum ekti de Geleceğimize büyüyen, yeni fidanlar dikti de Farsça öğretmenliği de yaptı bu değerli şahsiyet Meşrutiyetten sonra üniversite bir mum yaktı de …Bin dokuz yüz on iki de, ….Mevlana dergâhının şeyhline tayin edildi Birinci dünya savaşı çıkınca Düşman merisi sineler yakınca Osmanlının toprağı pay edilip Almanlar bizi peşine takınca …Mevlevi mücahitler alayını kurup ….Dördüncü orduya katılmıştır. …..Sonra Ankara’ya geçerek ……Milli mücadelede, cepheden cepheye atılmıştır. Neslimizdir tarihte bin yıldır olmazları var eden Cephede bile sevgi ve hoşgörüden ödün vermeden Hep bu yönümüzdür, bizi özlemli olmaza götüren Ankara Lisesine öğretmendi dönünce cepheden, …Aynı zamanda üyeydi telif ve tercüme heyetine ….Üye olarak tayin edilmiştir. Yeni doğan bebeler neşeyle oynuyordu çimlerde Bin dokuz yüz yirmi üç yılında yapılan seçimlerde …İkinci dönem milletvekili olarak meclise girdi ….Burada yirmi yıl görev yaptı, …..İstikbali göklerde bulmaya, siyasi mücadele verdi. Dört mayıstı yaşanan an, Bin dokuz yüz elli üçtü İman amel kuşanan can Ruh olarak göğe uçtu …Ülkemin yeni başkenti Ankara’dan ….Ebediyet mekanı, öteki âleme göçtü. …Mustafa Kemal Paşa, Milletimizle birlikte, ne zorluklara göğüs germiş Onun ilmî çalışmalarına yakın ilgi göstermiş, Kurtuluş Savaşı’nın en buhranlı zamanında dahi Onun çalışmalarını teşvik etmiş, alaka vermiş. …Basın Yayın Genel Müdürlüğü’ne yazdığı yazı, ….Bu alâkayı göstermesi bakımından dikkat çekicidir …..Türkün ilmi geleceğine, daha çok umut ekicidir. …O yazıyı şiirce söylersek atamın dilimden, ….Özet olarak aynen şöyledir: “Matbuat ve İstihbarat, Müdürlüğü Âlisine Milletin ilim ve irfan, yolunda gelişmesine Pek kıymetli mesaide, bulundukları malumuzdur Meşguldürler Türklüğün ihtiyacı lügat çeşmesine Semih Rıfat ve Veled Çelebi ikilisinin İhtiyaç duydukları kitapların listesinin Vakıfı olup, tedarikine gidilmesine İcap ederse Avrupa’dan getirilmesine… Sipariş buyurmanızı, bu yönde rica ederim. Sarf olunacak meblağı, temin ederek öderim.” Veled Çelebi’nin hazırladığı el yazması On iki ciltlik büyük Türkçe sözlüğün bulunur Türk dil kurumunun kitaplığında, bir nüshası Yüzyıllar boyu bu topraklarda Türk nefesi solunur …Ancak hala bu eser basılı hale getirilmemiştir ….Bu şiirimi okuyan herkese tebliğ olunur Feyzullah Kırca Akbaşlar Köyü / Dursunbey ----------------------------------------------------------------- “Matbuat ve İstihbarat Müdüriyet-i Âlisine, Samih Rıfat Bey ile Veled Çelebi’nin, milletin ilim ve irfan nokta-i nazarından pek kıymetli mesaide bulundukları malûm-ı âlileridir. Bilhassa milletin ve bütün Türklüğün muhtaç olduğu esaslı bir Türkçe lügat vücude getirmekle müştegildirler (meşgul olmaktadırlar). Bu hususta lüzumlu gördükleri bazı kitapların Avrupa’dan celbi (getirilmesi) icap ettiği anlaşılmıştır. Kendilerinden mezkûr (adı geçen) kitapların hemen listesini talep ve sipariş buyurmanızı rica ederim. Bu husus için sarf olunacak meblağ tarafımdan temin edilecektir efendim. Türkiye Millet Meclisi Reisi Başkumandan M. Kemal” |