SON MEKTUP
Sabah rüzgarının tınısından
Akşam karanlığının şarkılarına meze olursa acılar Akustik hüzünler gem vurursa maziden kadehe Umarsızca sahte gülüşlere girdiyse gamzelerin Vay haline vay Çığlıklar yankılanır depreşen sevdalarında Doğmasını istemediğin güneşe yatar uykunun derinliği Aklını kaçıran kelebeğin yönsüz ucuşları gibidir deliliğin Ah sevgili Buz gibi bir ayrılığı sevemedim Yakıştıramadım paragraf başlarına Ya sen Yaralarını okşadın değilmi kanayarak ve acıyarak Başını öne eğdin intizara sattın değilmi özgürlüğü İnandınmı şimdi? Bir kalemde harcanacak kadar kolay değildi bizim aşkımız Mutlu ol yeter yazıyor son mektupların Hangi kapı olsun yavrum mutluluk kucağım? Hakim olamadığın gözyaşlarınıda gizlemişsin sonlara Tarifi zor ızdıraplara ördüğün duvarlar yıkılıyormu üstüne Seyri aleme dalıyormu gözlerinin bensizliği Benim dünyamda hiç bir umut şarkısı okunmuyor biliyormusun! Hayal çirkefliğinde kaybettim tüm baharlarımı Keder müşterek çehremize yol ayrımında sevgili.... Berrin korkmaz |
kelimelerin tutuştuğu, gaipten gelen müziğin ritmiyle translara giren dizelerde yangınların körüklendiği şiir var.
tebriklerim sonsuz şair,
kaleminiz hiç susmasın
saygılar.