Dağların Perçemi ŞehirBakışlarım, sanadır ey şehir Buğulu gözlerim o akşam nehir Dağ lalelerini büyüten sendin Şimdi kokar her yerin kefir Hüzün damlıyor dağ perçeminden Issız kaldı kurşun yaralı minaren Konakların hasret, şen kahkahalara Boşluğa düşen ahın, şimdilerde atiden Hayal gibiydin, çok değil daha dün Çatırdayan nal sesleri uyandırdı her gün Yada kayalardan yansıyan ezan sesin Sana gam düştü, seni yakana düğün Rahle-i tedrisini alanlar şimdi kayıp Farkındalar mı bilmem ama çok ayıp Şehri hercümercler de nesiller yaşatıp Nefesler tüketirler… sensiz günleri sayıp Geride kalanlar, şimdi öksüz ve hazin Ne şehitlerinin adı kaldı, nede gazin Unutuldu uçup giden isimlerin gibi Kalan mezar taşlarındaki eskimiş yazın Çeşmelerin hasret şimdi akan suya Dönsen geçmişe olmaz ya! Şimdi rüya Fatih’i, Yavuz’u diksen de karşıma Göz pınarlarım kurumaz onlar mavi hülya Yürekten bağlı olduğum mahzun şehir Şebinkarahisar’ıma….. 27.11.2010 Erkam Kul |