KÖYDEKİ EVİMİZ
Bizim köydeki evimize gittim çok değişmiş,
Balkondaki portakal ağacı kurumuş gitmiş, Tavanlarda mantar çıkmış tahtalar küflenmiş Velhasıl köyde ev diye bir şeyimiz kalmamış. Bahçe duvarı yıkılmış iki bahçe bir olmuş, Üst bahçenin toprağı alt bahçeye yürümüş, Avluya gölge veren incir ağacımız kurumuş Velhasıl köyde ev diye bir şeyimiz kalmamış. Üç kapılı avlumuzun sağlam bir kapısı kalmamış, Mini banyomuz demode olmuş diye boşaltılmış, Güzelim mutfak yıkılmaya mahkûm bırakılmış Velhasıl köyde ev diye bir şeyimiz kalmamış. Sınıf yaptığım odam farelerin havalimanı olmuş, Astığım fişler sökülmüş yerine banyo kurulmuş, İlime bilime ara verilmiş son nokta konulmuş Velhasıl köyde ev diye bir şeyimiz kalmamış. Balonlarla süslediğim minik odam değişmiş, Açık pembeye boyamıştım pembesi gitmiş, Özenle süslediğim odamın güzelliği bitmiş Velhasıl köyde ev diye bir şeyimiz kalmamış. Emektar anamın yaptığı tandır bakımsız kalmış, Bahçedeki şöminemiz harabe üstü açık kalmış, Tahta yemlikler kırık sökük bir çivi çakılmamış Velhasıl köyde ev diye bir şeyimiz kalmamış. İbrahim Akbaş 02 11 2010 (1) |