Anadolu'da Kadın Olmak
Anadoluda kadın olmak çok zordu
On iki yaşına geldiğinde talibi olurdu Daha çocukluğuna doymadan, Baba evinden güvercin misali uçardı Çocukluğunu yaşamadan, çocuğu olurdu! Sevmek ve sevdalanmak onlara masaldı, Anaları kızgın güneşte ekmek pişiriken, Kız Emine, avluyu süpürdünmü? Sesleriyle uyanırlardı hayallerinden. Sevdalısına, hayalinde bile kavuşamazlardı... Kız kısmına sevmek mi aman kimse duymasın..! Duyan olursa beş paralık olurdu babaların onuru! Çok azdı sevdalanıpda evlenebilenler, Genelde erkek severdi, kızda beğendiyse Babası yaşındaki tahir ağaya gitmekten, Son anda kurtulmuştu elleri havada duayla, Verilmiş sadakam varmış diyerekten... Sevdalanmakda yetmezdi çoğu zaman Damat, sarı liraları saymalıydı babanın avucuna! Öyle ya bir tarla daha lazım askerdeki oğlana Falancanın kızını seviyor dönüşünde alamazsa, Köy kahvesine başı dik gidemezdi! Daha beteri yolda selamını alan olmaz... Anadoluda en büyük murattı! Oğlana, sevdiği kızı alıp everebilmek Askerlik yapmadan başgöz etmek! Ölmeden torunu görmek sevmek... Anadoluda kadın olmak çok zordu Sadece başkaları için yaşamak, Ömrünü hayatını başkaları için feda etmek vardı Alın yazılarıydı kaderlerinde varmış çekmek Bazen de gidipde dönmeyenleri beklemek, Ayrılığın türküsünü dinleye dinleye büyüdüm ben... Anam, ayrılıklara ağıt yakardı hüzünlü sesiyle... Gitti yavrum dönmez geri deyişleri, Ağlatırdı yavrusu asker olan anaları... O askerlerin, yavukluları gizlice silerdi gözyaşlarını, Oyalı yazmalarının ucuyla gözlerinde damlaları... Anadoluda söz olurdu gelinin ağlaması! Acısı büyükde olsa yüreğinde yaşamalıydı, Elinin kınası silinmemiş nice gelinlerin, Yavuklusuna doymamış nice erlerin, Ağıtları yakılırdı yıllarca Anadoluda.... Güneş doğardı analar gelinler gün göremezdi, Onların yürekleri hep hasretle yanardı erirdi, Akşamlar hasreti daha bir pekiştirirdi, Ay doğsada aydınlanmazdı asla geceleri, Anadoluda kadın olmak çok zordu.... Gülşen... |