DOKUN
Göz bebeklerinin hasret alevidir yüzleri alazlayan
Çimen gözlerinden istek çağrıları algılanmakta Dokun dudaklarınla arzunun titrek merkezine Parmak uçlarına aşk dolsun… Dokun Gönüllerde aşk nikahı kıyılmış istekle Arzular bedenlerde şıralanmakta Hamurla maya kabullenmiş birbirini Dokun… dokunmak ana sütü gibi helal Seven gönüllere Dokun… Aldırma dudakların çatlamasına Kızgın çöl kumlarında vahalar yaratan dil Değdikçe dudaklara harareti giderir Mecnun yandığıyla kalsın Leyla’sına Gözlerinle gözlerimi düğümle Gecenin gizemine hükmet Giyin ay ışığını odama gel Islak dudaklarınla tenime dokun Flu olmuş siyah beyaz resimler Hayalime uzanmış bedenin Gözlerim usul usul soyuyor seni Siyah saçların süt beyaz tenin Dokun .. tenimle tenine varayım Dokun sınır tanımaz aşklara Unutulmuş şarkılara, masal kitaplarına dokun Ferhat’ın dağları utansın yaptıklarından Saçlarını düşür omuzlarına Siyah saçlarının ardından doğsun güneş İki nokta da odaklanan ışık hüzmeleri Göğsüne sığınsın, dudakların titremesin Odak noktalarına dokun Fırfırlı al ipekler arasına sakla kendini Dağınık yatağıma uzan boylu boyunca Aldırma çarşafın dağınıklığına Sensizliğin kıvranma izleri onlar Baş koyduğum yastığıma dokun Yorganın altına saklansın melisa kokuların Dokun dudaklarınla dudaklarıma Öpersem bitecek masal biliyorum Gece uzun olacak sonrasında…. Sabahı yok gurbet gecelerinin Hasretinin altında eziliyorum 22.11.2010/Samsun İbrahim COŞAR |