Zamanın Sonsuzluğunda Her Şey Olasıaşk benim nasıl inkar ederim insan doğduğu günü terk edebilir mi ağaçların bahara durduğu aşkın alabildiğine vurduğu tiyatrolara ithaf edilen o mart günü itham edilmişim hayata tesadüfi mi belki hiç teselli etmese de beni her rolün altından kalkabilmemi başka nasıl açıklayabilirim ki ya ismimi aşka teslimiyeti teskinleşmeyen bedeni biat ettiğim beni oysa/artık/şimdi terk etmek istiyorum do(ğ)(l)duğum günü nev bahar değil net bahar ağaçların çırılçıplak kaldığı kızıl kırmızı bir sonbahar oyuncuların kendi olabildikleri herhangi bir pazartesi doğmak... bastırılmış hayatları ezbere dökmek değil de yüreğimi simültane çevirebilmek gerçeğe aşk benim nerde bitse bulur beni değil kuşlar bende cilveli her çiçek bende hercai hiç değil ölesiye korkmak belki gitme solar çiçekler nehirler donar ötmez olur kuşlar biterim diyebilmek gelecek her belirsiz günden irkilmek ve sevmek diken üstünde çıplak ayak yürümeyi yuvarlanmak sonunda uçurum olduğunu bilerek doğaçlama anlarla devinebilmek hüzün ve sevinci gözyaşına devşirip bahara inat eylül sağanağında akmak aşka deli divane dirilmek geride kalan ne varsa helalleşip helak olmadan kalan yaşamda eylülün bir barış gününde güvercin kanadında konmak bir omuza yeniden doğmak bir sonbahar avazında barışla doğrulukla gururla ütopya mı zamanın sonsuzluğunda her şey olası... yirmiyedimartikibinon |
Bugün boş gelmediğiniz belli oldu.
Sadece yazın
Olasılıklara yer açmak için
Zamanın sonsuzluğunda...