NEBAHAT ÖÐRETMENÝM...(NEBAHAT TALU)
Gözümün nuru sebebim, sevgili ilkokul öðretmenim NEBAHAT TALU Hanýmefendinin nezdinde tüm deðerli öðretmenlerimizin bu güzel gününü kutluyorum...
Bu manzum anlatýmý dokuz yýl önce yazmýþtým...bir kaç mýsrada teknik hatalar yapmýþým meðer))) yeniden düzenledim... 53 yýl önce baþlayan sevgim saygým hiç eksilmedi öðretmenime... Elini öpmeye gittiðimde hala o minik öðrencisi olurum...saygýyla karýþýk bir çekingenlik... Allah onu hayatýmdan eksik etmesin...benim ömrümü ona versin... Laf olsun diye deðil, benim için annemle müsavi idi...Annem gitti...O þükür ki hayatta... ben çok þanslýyým... __________________ NEBAHAT ÖÐRETMENÝM...(NEBAHAT TALU) hiç unutmam, ilk okula baþlayacaðým yýldý. 1957 nin Eylül ayý.... bayram sabahlarýný bekler gibi beklediðim o sevgili haber geldi. “kayýtlar baþladý !” gerekli evrak çoktan hazýrdý. uçar gibi çýktýk annemle Emirgân ilk okuluna çýkan merdivenlerin basamaklarýný merdivenleri... “Müdiraným” ýn odasýna girdiðimizde,ölecektim sanki. bilmem korkudan mý, heyecandan mý nurlarda yatsýn, Mükrime Haným; baþ öðretmenimiz, (orta yaþýn üstünde, kýsa boylu, topluca, kýr saçlý,yuvarlak gözlüklü ve oldukça asabi tavýrlý) tüm çocuklarý tir, tir titreten "müdiraným"ý heybetli ve üstü kalabalýk masasýnýn ardýnda, olanca ciddiyeti ve resmiyeti içinde gördüðüm zaman uçacak sandým aklýmý hiç hatýrlamýyorum, annemin ona, onun anneme ne anlattýðýný masaya býraktýðýmýz kaðýtlarýn arasýndan, nüfus cüzdanýmý aldý ilk sayfasýný inceleyip, kalýn miyop camlarýn arkasýndan, yeþil-mavi kocaman görünen gözleriyle yüzüme baktý Ve buyurgan edasýyla “yaklaþ” dedi. “ismin ne bakiim ?” amanýn, benim ismim neydi ? tepemde, annemin gözlerini hissediyorum, sabýrsýz ve yakýcý son nefesimi verir gibi “Ceyda” diyebildim, sesim sanki sinek výzýltýsý. “duymadým” diye gürledi müdiraným. ayný anda duydum, annemin gizlice çimdiklediði kolumun acýsýný. esasýnda çýngýraklý bir feryat koparmam lazýmdý onun yerine, ikinci kez tekrarladým adýmý, Müdiraným “aferin” dedi ve baþýný salladý. sonra , altý buçuk yýllýk ömrümde gördüðüm en büyük defteri açtý, tuhaf tüylü bir kalemi mürekkep hokkasýna batýra çýkara benimle ilgili tüm bilgileri tek tek yazdý nüfus cüzdanýmý tekrar anneme uzatýrken ayaða kalktý, gözümün içine bakarak, “hadi göreyim seni, hayýrlý olsun” dedi yanýma geldi, hafifçe saçýmý okþadý ve ekledi; “sýnýfýn 1-A, sabahçýsýn, öðretmenin NEBAHAT TALU .... annemin yüzü geniþ bir gülümseyiþle aydýnlandý. “yaþasýn ! “ diye baðýrmamak için zor tuttum kendimi. harikaydý bu, muhteþemdi, inanýlmazdý... çünkü, Nebahat Öðretmen, (haklarý,bilgileri,iyilikleri ödenmez ama) diðer öðretmenlerden çok farklýydý. zira O çok özel bir hanýmdý. harika bir ses tonu, müthiþ güzel bir Ýstanbul Türkçe’si, hem vakur, hem mütevazý edasý, güzel, makyajsýz yüzünün aydýnlýðý, yaþamýndaki en kýymetlisi anneciði ile paylaþtýðý evinde, hüzünlü özel yalnýzlýðý içinde, ayrýcalýklý ve ulaþýlmazdý... tüm Emirgânlý’larca bilinirdi ki, O’nun talebesi olanlar ve O’nun mezun ettikleri her açýdan diðerlerinden þanslýydý... ben böyle sevinçten bulutlarda dolaþýrken, henüz altý yý doldurup ta, yedi yaþýma basmamýþ olduðumun farkýna varýldý kaydýmýn silindiði haberi ulaþtý. hiç unutmam, dünya baþýma yýkýldý da, gözümün yaþý yerleri yýkadý aðlamaktan, göz yerine iki baloncukla dolaþýrken, bizimkiler Sarýyer Adliyesinde mahkeme kararýyla yaþýmý büyütüp hem Nebahat Öðretmene, hem yedinci yaþýma kavuþmamý saðlamýþlardý..... Þimdi, bana beþ kýsa gün gibi gelen, beþ uzun yýlda yaþananlar, tüm hayatýmýn altýna imza attý ve Nebahat Öðretmenimle geçen o beþ yýlýn birikimi beni çepçevre donattý... 1961 den bu yana, her “Öðretmenler Günü’nde” arayýp,sordum hatrýnýzý halâ o yýllardaki gibi bakýmlý, pýrýl, pýrýl ve güzelsiniz sevgili öðretmenim hatýrlýyorum da, bazen nasýl da taþýrýrdýk sabrýnýzý ve siz o muhteþem otoritenizle, hiç yükseltmeden sesinizin týnýsýný, nasýl toplatýrdýnýz baþlarýmýza küçük akýllarýmýzý. sizden azar iþitirim diye ödüm kopardý. o günlerden bu günlere halâ, -Atatürk’çü bir öðretmen ve aydýn bir Türk kadýný nasýl olmalý?— sorusunun, bence, -Nebahat öðretmen – dir cevabý. öðrettiðiniz onca bilginin yaný sýra, bu gün geride býrakmýþken ömrümün elli yýlýný, inanýn ki gerçektir bu eski öðrencinizin itiraflarý... otururken halâ dik tutabiliyorsam sýrtýmý, ve halâ içeri çekebiliyorsam yürürken karnýmý, o güzel Türkçe’mizi sizden öðrendiðimce konuþup yazabiliyorsam anlatabiliyorsam þiirle güfteyle þarkýyla meramýmý ve takdirle anýlýyorsam bundan dolayý, (annemin ikazlarýnda bir kulaðýmdan girip, öbüründen çýkan) öðrettiðiniz tüm “adab-ý muaþeret”kurallarýný ve sizi gözlemleyerek öðrendiðim “insan”olma sanatýný, bana verdiklerinizle uyguladýðýmý önce Allah biliyor, sonra ben ödeyebilmem imkansýz hakkýnýzý. baþka ne diyebilirim ki Nebahat Öðretmenim, iki cihanda aziz olun dilerim sizinle olsun Allahýn rýzasý kusurum olduysa affedin, ve bana helal edin hakkýnýzý Ceyda Görk Emirgan Ýlk Okulu—A sýnýfý—1957-1962 |
en akçýl yarýnlar avucunuzdan hiç düþmesin dost þairim.
kutlarým,
saygýlar.