ŞaheserBir kez bile yıksan gönül yapımı Hicap duymaz kahırımdan ölürüm Bir seher vaktinde çalsan kapımı Esirin olurum kölen olurum Ilgıt, ılgıt esip kandığın yerde Hayal aleminde sandığın yerde Ocağında değil yandığın yerde Ateşin olurum külün olurum Kanat şu bağrımı derinden kanat İster sakla ister kaldır çöpe at Saçına taktığın güllere inat Öpüp kokladığın gülün olurum Kışın boranında tipide hazda Davulda zurnada kemanda sazda Çayırda çimende baharda yazda Halayda sallanan kolun olurum Zalim avcı gibi tuzak kursalar Yedi yerden omurgamı kırsalar Sarmaşıklar gibi gövdene salar Yaprağın olurum dalın olurum Yüce dağ başında bir mezar olsam Bülbül gibi gülden behizar olsam Veysel gibi iki gözden kör olsam Divit, kalem tutan elin olurum İsa gibi çarmıhlara gerseler Yollarına halı diye serseler Beni güvey seni gelin verseler İpekten duvağın telin olurum! Okyanuslar kadar derin olsan da Soğuk sular kadar serin olsan da Kar çiçeği gibi erken solsan da Sarıp sarmalarım tenin olurum! Sevdan bir sükuttur dertli başımda Seninle yaşarım bin yüz yaşında İrem bahçesinde bir su başında Salınıp gezdiğin yolun olurum İster günahkâr say kapından çevir İster bu sevdayı kökünden devir İster Müslüman say istersen kafir Seni tanrım bilir kulun olurum! Ekmeğime acı zehir katsalar Yüreğime kör kurşunlar atsalar Köle diye pazar pazar satsalar Tereddütsüz yine senin olurum! Yaramı kanatma tuz bana bana Ölüm kâr etmiyor bu tatlı cana Yazdığım her şarkı her şiir sana Delin olurum yâr delin olurum Ozanca mezarda salın olurum Gamzeli yanakta alın olurum Uykunda tüneğin çalın olurum Delin olurum yâr delin olurum Fevzi Cahit Ozanca/İzmir |