Yeniden bildiğim, eskiden hatırladığım gibi
Küçük lacivert bir papağan olarak yeniden doğmak,
Çirkin sesimle söylenen her şeyi, Dünya bana kalana kadar tekrar etmek isterdim... Çocuklarla beslenen yaratıklar arasında uyanmak, Bir 5 eylül sabahı onları, -yetişkinlerin daha doyurucu olduğuna- Tek yetişkin ben kalana kadar ikna etmek isterdim… Sarı pabuçları olan bir palyaço avcısı olduğumu sanmak, Kulakları mor orospuların kukla partisinde, -çok hızlı pek te komik zıplayarak- Ben de bana gülene kadar dans etmek isterdim... Beyaz ihram içinde, ya çölde ya Çin’de, prens olmak, Papağan tacımda, bir kaç palyaço yamacımda, -her vuruşta esneyerek ve biraz da inleyerek- Önüme yenik düşene kadar savaş etmek isterdim... Kahkahalar havada, karanlık bir odada sevişirken ölmek, Kasıklarımda kaskatı kalmış bir şehvete -bedenim bensiz, sevgilim benden habersiz- Ölüme keyif verene kadar devam etmek isterdim... Yeniden, Küçük lacivert bir papağan olarak doğacağımı bilmek, Eskiden, Karanlık bir odada ölürken nasıl seviştiğimi hatırlamak kadar güzel olsun isterdim. - Eem Talu / 2005 |