İNSANOĞLU
teneşirden zıplar da gelir kefeniyle insanoğlu
dilruba olur kan kesilir tırmakları zamanı geldiğinde kovulur buğdayların başakları garda bekleyen son yolcudur mahlasları kine kin eder dert eder hasmının ederini okkayla neşe satar saklar kederini harda dört nallıdır insanoğlu birçok kadim öykülere yazılır künyesi sevdiğinde çok kutsaldır ülkesi arkasına bakmaz hep ileridir ilkesi seyr’ül seferdir insanoğlu Bir şarkı söyle marş dillendir şöyle bir ağızdan topuktaki nasrından başla da eğit kopuzunu ulan varya ! de içince hepimizin top/us/unu baştan biçer insanoğlu Derdini azğıyla söylemez içine atar bir türküyü yüzbin kişiye satar akkıllanmaz asla hataya baştan başlar bir deli saçmasıdır insan oğlu... Kendine tuğ biçer önce küçücük bir martı gaygasıyla konuşur emekler ayaklarını sürükler anasını emer babasını özler yarasını közler koşar uçkurunun peşine defalarca düşer hürremine sığınır vezirini keser devrilir devrimiyle gebe bir üsküdar türküsüdür insanoğlu Boş çığlıklara kulaklarını tıkar oratalığa çöp atar ağzıyla kuş bile tutar tuhaf bir rüzgardır insanoğlu |