Bilinmeyen diyarlara
Söz dinletemedim sen varken yüreğime,
Sürüklenip durdum rüzgarın önünde, Sonbahar yaprakları gibi.. Yer yüzünde çamura batıp,dikene takıldım, Gök yüzünde bulut olup,borana katıldım, Kapılıp gittim sevdanın seline, amansızca, Yosun tutmuş taşlara tutundum,olmadı, Alıp başımı gitmek istedim, Bilinmeyen uzak diyarlara, Ama korktum; Sensizliğe,hasretine dayanamam belki diye, Yanındayım da ne değişti, Ha uzaktayım ha yanı başında, Bir tek gözlerimden uzak değilsin, Hepsi bu…gitmesem de uzak diyarlara. Çözemedim gizem dolu yüreğini, Anlayamadım sevip sevmediğini, Tanımlayamadım sendeki beni, Var mıyım,yok muyum?, Gizlerinin arasında, bilinmez ama, Bu gidişle ey cananım… Sen gizlerinle, Ben bilemediklerimle.. Yok olup gideceğiz bilinmeyen diyarlara. Bir ağaç rüzgara gücü kadar dayanır, Gücü bittiğinde, ya zayıf yerinen kırılır, Yada kökten sökülür, Toprakta kök kalır,yerinde iz bırakır.. Kapanması zor bir çukur kalır… Ağaç kalır belki ama, Yapraklar uçar gider bilinmeyen diyarlara. Bitip gidiyor ömür dediğimiz.. Elimizden bir kuş gibi uçuveriyor.. Tutulmuyor uçan bir daha, gelmiyor geriye, Ne düşünmeye zaman var ne beklemeye, Bu hayatı, Bilen yaşıyor yanına kar kalıyor Bilemeyen, baka kalır uzaklardan, İçinde bir ah ,uçup gider bilinmeyen diyarlara. 27.10.10 İstanbul Ataşehir Küçük Ai Yıldırım |
Elimizden bir kuş gibi uçuveriyor..
Tutulmuyor uçan bir daha, gelmiyor geriye,
Ne düşünmeye zaman var ne beklemeye,
Bu hayatı,
Bilen yaşıyor yanına kar kalıyor
Bilemeyen, baka kalır uzaklardan,
İçinde bir ah ,uçup gider bilinmeyen diyarlara
Kutlarım eserinizi yoğun duyguların,yürek sesi dizelerdi...derin ve anlamlı ...selamlar esenlikler gönülden....