KAHVERENGİ-1Merakımı mazur gör, oğuz soyundan mısın? Rüştsüz isim vermeyen, Kayı boyundan mısın? Kırk yıl hizmet mi verdin? Hiç bıkmadan sevince Ne idin kahverengi, kahve çıkmadan önce Kahverengi; kaç asır hangi adla yaşadın Kahverengi aşkına, hangi ismi boşadın Dağlara ne denirdi, ağaç gövdelerine Şiir yazmaz mıydılar? Maşukun gözlerine Kayaların giysi’si ve dağların rengisin Sağlamlığın ölçüsü, merhametin dengisin Uçup giden gençliğin, devam eden cengisin Tecrübeli, yüzlerin, nakkaşı kahverengin Ağırbaşlı olmanın remzi olursun bize Rahatın sirayeti, renginden geçer yüze Derin, derin düşünür, öyle başlarsın söze Kahverengi nasihat, asla bakmaz tekdüze Morarmaz insan yüzü, suçlu değilse eğer Yüzler seni giydikçe, bulur zamanla değer Çocuk beyaz bir sayfa, ömür mürekkep meğer Yazdıkça kahverengi, kazaya dönen kader Kahverengi; gözlerde aşılmaz sevda adın Leyla olur, semtine düşse erkek ve kadın Vaz geçilmez efsunun, her şeye geçer tadın Dingin, ağırbaşlısın asla dolmaz miadın Her telinden bin âşık, asılır saçlarının Affına mazhar rengin, varsa da suçlarının Himayesinde hayat, sanki avuçlarının Yüzüme yar dizinde, değdikçe saç uçların *********** Ne varsa yeryüzünde, insan için ibret vesikası Ve yine insanın öz ve öz aynasıdır. Renkler benim zannımca Kal dili hayatların hal ile eşyaya yansımasıdır. Biz insanlar; Okuma huyunun Müptelası düşünme erdeminin fukarası oldukça Kitap yüklü merkepler olarak anılacağız. Ve konuşmak yerine A-NI-RA-CA-ĞIZ. |
sadece ibret almaya ve tefekküre dalmaya çalışmaya çalışıyorum.
belki de bu husus da nefsim düşünmek istemiyor. çünkü kestirip atıyor bu yolun çıkışı yok der gibi korkutuyor beni.
oğuz - kayı-kınık-bayat-karaveli-dulkadır...
zati alıp götürmeye yetiyor ruhumu.
kaleminize bereket ve en kalbi muhabbetlerin selam ve duası ile.