vefası eksik yar
belki coşkuyla köpüren deniz,
belki de omuzuma dokunan bir eldi varlığın. kilitli kapılar ardındaki yüreğimi ayaklarına dizlerine eğerek,bükerek, kıskıvrak sarmalayarak, amade ettim sevdamı belki de. sen her çırpınışında ve her nefes alışında,bana sığındın. limanlarını yağmaladıkça gelip geçenler talan edildikçe yaban sevdaların savruldun bedeninle yeniden bana. yine karşında bulduğunda yine sevdamdan emin olduğunda bende oldun hep ellerin avuçlarımda yalan, sıcacık bakışların soğumakta sesinin canlı tınısı öyle ki uzak bana sanki yedi kat yabancı dillerinde kelamlar taksim benim,şişli senindi ya hani nefesimizi bıraktığımız yerlerden her geçişimde rüzgarın bana getirdiği kokunla yok oldum sinem yandı,dünyam ufaldı can açılması güç kapılar ardına dek kapandı. bilmem ki sen olmadığında, yani benim için,yani hayatımda nasıl sıralanır hissiyatım böyle bedenimde cefanla ,içimde hasretinle sen yoksan nefes de yok sanıyorum yokluğun intihar gibi yaklaşırken iliklerime üşüyor ellerim artık nerede hangi alemdesin kimlere dokunur kimbilir ellerin? ah yüreği kaç yüzle karışan sevgili olsaydı,esirgemeyeceğin neydi benden? sen zaten senin değil misin? emanetti varlığın her yanımda yüreciğin başka ellerdeydi ve sen sevişiyordun başka gönüllerde dörtnala.... esra.. |