Fukâha elleriyle, açtı bâb-ı kâfesi Peşine de takıldı, o Simurgun kâffesi
Tıpkı Burak gibiydi, semâda her pervâzı Melekleri coşturdu, her Ene’l-Hak âvâzı
[3]
Aşk, hûn-i dili emen, simsiyâh bir zâlûdur Bu yüzden sarı yüzüm, misâl-i zerdâlûdur
Âteş-i aşk sûzândır, nefis denen mikrobu Tabîbim yazsın bana, aşk balından şurûbu
Kadehteki şurûblar, kalbimde şarâb olur Mest hâlinde nidâmsa dâima yâ Râb olur
Yâre visâlsiz bu aşk, cânda ızdırâb olur Dökülen katrelerim, sineme kezzâb olur
[4]
Elvedâ aşk elvedâ; beni bekler kûh-i kâf Anka-i aşk kap beni! bitsin bu hâl-î arâf!
İkimiz de sürgünüz bu dünya hânesinden Muzdâribiz âşıkın, aşka bîgânesinden
Bizim bir vatanımız, dünyada yokmuş meğer Ne Şark’ta ne de Garb’ta, bulabildi bu Soner
Soner Çağatay 10 Kasım 2010 / Wuppertal
Kelimeler: paryâ: aşağılanan, değersiz zâlû: Sülük hûn-i dil: kalbin kanı zerdâlû: kayısı kûh-i kâf: Kaf dağı bîgâne: kayıtsız, laubali, ilgisiz ezâdâr: yaslı mest: sarhoşluk sûzân:yakıcı, yakan hodbîn: kendini gören demektir aslında. Mana olarak kendini begenmiş. müntehâ: sonu mavera: lügat manası olarak herhangi bir şeyin bittiği yer ve ötesi anlamına geliyor.Ancak bunu manevi olarak anlamak istediğimizde dünya ötesi ahiret hayatımızda ulaşmayı düşlediğimiz yer olarak da manalandırabiliriz humâ: Anka kuşu andelîb: bülbül figân-ı mehîb: Korkunç dehşetli figân teşne: susuz bâb-ı kâfe: kafesin kapısı. zârâzâr: inleyerek hesti: varlık (yani bedeni) şikeste: kırık, kırıldı kâffe: tamamı, bütünü pervâz: uçmak âvâz: ses veya ötmek hâl-î arâf: İki şeyin arasında kalma hali:Beden ile ruh arasında kalmak testi: burada bedene işârettir pây u desti: ayak ve eli
Not-1:Burada kastedilen, Zâten Hallac’ın ruhu bedenden çıkıp özgür olmak istiyordu. Abbasiler döneminde Fıkıhçıların (hukukçuların), bilhassa Muhammed ibn Da’ud’un kışkırtması sebebiyle 26 Mart 922’de asıldı. El ve ayakları kesilip çarmıha veya darağacına asıldı. Daha sonra kafası kesildi ve bunun ardından yakılıp külleri Tigris Nehr’ine atıldı. Fransız Massignon bütün hayatını Hallac-ı Mansur’u ve düşüncelerini araştırmakla geçirdi. Fâkihler, Hallac’ı öldürmekle ten kafesinin kapısını kendi elleriyle açmış oldu. Ölümüyle Hallac, aşkta bir destan oldu.
Not-2: Eski Mısır’da mumyalama işlemi şöyle idi: Beden ilk önce şarapla yıkanırdı. Daha sonra iç organlar, çengel şeklindeki tıbbî malzemeyle çıkarılırdı ki beden gömüldüğünde kokmasın. Ben, burada ağyârı (varlığı, dünyayı) iç organına benzettim. Mumyalama işleminde keten kullanılıyordu. İlk mumyalama işlemlerinde bu keten bez katranla sıvanıyordu ki keten yapışıp açılmasın. Gömülen kişilerin en kıymetli eşyaları, yanına konulurdu.
Not-3: Altın maskemden kasıt, güzel yüz ve yakışıklılık. Mısırda Ramsesleri yüzünde altından maskeyle gömerlerdi.
Gelen olursa gelir, şu altın maskem için Tek serveti maskesi, işte bu içte hiçin
Not: Yorumlarıyla bana destek ve bu şiirin bitmesine vesile olan şâir ağbey ve ablalarıma çok teşekkür ediyorum. Onların destekleri olmasaydı, bu şiir yarıda kalırdı.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
AŞKA VEDA (9) şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
AŞKA VEDA (9) şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Binbir emekle yazılmış bir şaheser gördüm karşımda.Dil,kafiye,ahenk ve ritim zenginliğinin yanında kültür,dil,tasavvuf kültürünün zenginliği adeta içiçe geçmiş.Bir hayat felsefesinin şiire yansıması nasıl bu kadar zengin ve görkemli anlatılabilir diye düşündüm.Divan şiirinin eski ihtişamını gözler önüne sermişsiniz.Bilinçli ve özenli bir çalışmanın ürünü olan bu şiiri okuyunca Ziya Paşa'nın''Terkib-i Bend' ni hatırlattı bana.Eskiyle yeniyi bütünleştirmişsiniz.Esli dile ve kurallara hakimiyetiniz mükemmel,Türkçe karşılığı verilmeyen bazı eski kelimeler var.Ayrıca''Anka,Simurg,Enel-Hak''gibi özel anlamı,daha doğrusu tasavvufi anlamı ve derinliği olan bu kavramların özelliklerini bilmeden şiiri anlamak kolay değil.Bir şeyler eksik kalacak.Aşk yoluna pervane olanların öyküsü olmuş bu şiir bence.Kaleminize,yüreğinize sağlık.
iki gün dür şiirinizi açıp her fırsat buldukça bir fon müziğiyle okuyorum.Şüphesiz güzel yazıyor ve her hali mükemmel betimliyorsunuzama bu şiirdeki asalet daha bir ağır ve derin.Her ne kadar siz izah etmişsenizde şiiri bana yaşattıkları dahe derin.Ellerinize sağlık.iyiki yazıyorsunuz.teşekkür.sevgi ve selam.
Âteş-i aşk sûzândır, nefis denen mikrobu Tabîbim yazsın bana, aşk balından şurûbu
Kadehteki şurûblar, kalbimde şarâb olur Mest hâlinde nidâmsa dâima yâ Râb olur
Yâre visâlsiz bu aşk, cânda ızdırâb olur Dökülen katrelerim, sineme kezzâb olur
Selam filozof çok harikasın yine güzel bir şiire imza atmışsın, tebrikler. Yalnız sana muatap bulamadığından şikayet etmişsin o buradakilerin günahı değil ki edebiyatcıların bileceği iş belki çok yoğun işleri vardır. Sen kalsa idinde bizlere öğretmenlik yapsaidinya filozof. profosyönerler üstatlar vardır muhakkak bizim gibi amatörlerde vardır. Gönül isterdiki siz kalıpta hocalık yapsaydınız çok memnun olurduk. neyse bizlere güzel hediyeler bıraktınız Teşekkürler filozof. Sanma taktir edilmedim , herkes seni gördü muhakkak sayfana şiirine gelsin gelmesin muhakkak taktir etmişlerdir öyledir sanırım. illede gideceğim diyorsan yolun açık olsun. Kalırsan yuvanda, her zaman yerin açık olacak, ve de yüreklerde yerin olacaktır bilesin. Selamlar Saygılarrrrrrrrr . Allâh'a emanet olllllllll...
Şiirlerinin güzelliği derin anlamı ve bilgi hazinenin genişliği için her zaman takdir ettim seni.. Anlamak ve yorumlamak eleştirmek için edebiyat fakültesi okumak gerektiğine inanmıyorum.Zira yüksek tahsil yapamamış-türlü nedenlerle-kişilerde seni ve yazdıklarını anlayabilirler..Çok gezen çok okuyan biri olarak tek tavsiyem diploma herşey değildir çok zaman bunu bil... Keşke aradıklarını bulsaydın da burada seni eleştirselerdi.Ama görüyorsun ki yok.. Ser'i nin tamamlandığına sevindim..Tebrik ediyorum..Yolun açık olsun..Yazarsan seni okuyanların olacaktır.. Şu an bir seyahat hazırlığındayım..Çok kısıtlı vaktime rağmen sana yazmadan edemedim yazdıklarını okuyunca.. Slm ve dua ile.. ESRA
Elvedâ aşk elvedâ; beni bekler kûh-i kâf Anka-i aşk kap beni! bitsin bu hâl-î arâf!
İkimiz de sürgünüz bu dünya hânesinden Muzdâribiz âşıkın, aşka bîgânesinden
Bizim bir vatanımız, dünyada yokmuş meğer Ne Şark’ta ne de Garb’ta, bulabildi bu Soner
vİELEN GRÜSSE AUS DER türkei LİBE FREUND.DASS WAR EİNER GUTE LİBES GEDİHCTE.....Sevgiler dost Yaban ellerde bu kadar güzel bir uslupla bir şiir yazmak.Nice güzelliklere.....Auf wieder sehn ..... Mevlam yabanlarda kimseye boyun büktürmesin.Şair taşı yerine komuş anlayana...
batu_41 tarafından 11/13/2010 8:04:16 PM zamanında düzenlenmiştir.