VEDA SAATİ
Sükûta hapsoldum veda saati,
Sinemde tutuşan közler ağladı. Ne hatıra kaldı, ne hal, ne ati, Yerine varmayan sözler ağladı. Kararan bahtıma kederin nakşı, Tarumar saçlardı aynaya aksi. Kahredip dururken hicranın raksı, Dermanı tükenen dizler ağladı. Çıkarken tarifi imkânsız yola, Diyemem aczimi kendime bile. Anlatmak istesem hepsi nafile, Çaresiz gönlümde gizler ağladı. Gözlerim yollarda, kulağım seste, Azrail yaklaşır her bir nefeste. Ruhuma dolarken hüzünlü beste, Mızraplar, nağmeler, sazlar ağladı. Baharlar tükenip gelirken kışım, Buğulu gözlerden kaçar bakışım. Ana, baba, kardeş, evlat ve eşim, Hüzünle sararan yüzler ağladı. Rahmet kalesinin sarsılmaz burcu, Korku ve ümitle yoğrulmuş harcı. Kâmil insan olmak kulluğun borcu, Sonsuzluk yolunda izler ağladı. Mecnun değil bendim aşk ile yanan. Benim cesedimdi ateşle yunan. Ateşten nâşımı kaldırdı cihan, Sevdayla tutuşan özler ağladı. Gazi Hüseyin KILBAŞ |
Çağlayan yüreğin susmasın kardeşim.
Saygı ve Muhabbetle