)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-(-10-)(-)(-)(
..................................................................................
Ayrılık Hasreti Kar Etti Cana Ayrılık Hasreti Karetti Cana, Seher Yeli Sevdiğimden Bir Haber. Selamım Tebliğ Et Kutbi Cihana, Seher Yeli Sultanımdan Bir Haber. Bülbül Gibi Bağlanmışım Kareler, Ayrılık Derdine Nedir Çareler, Merhem Kabul Etmez Dilde Yareler, Seher Yeli Sevdiğimden Bir Haber. Sıtkı’ Yam Kalmışam Issız Çöllerde, Böyle Dert Bulunmaz Gayri Kullarda. Dilim İntizarda, Gözüm Yollarda, Seher Yeli Sevdiğimden Bir Haber. ***************************** AŞIK SITKI ***************************** Sunuş: Çok değil, onbeş-yirmi yıl öncesine kadar Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Kul Hikmet, Noksani, Talibi,Emrah... gibi şairler tek kişi olarak biliniyor veya bunlara ait deyişler tek kişiye malediliyordu. İbrahim Arslanoğlu,1976 yılında "Kul Himmet Üstadım" adlı eserini neşrettiği zaman ilk itiraz Cahit Öztelli’den gelmişti (1 (. Yine tek kişi olarak bilinen Pir Sultan Abdal’ın tek kişi olmadığı, Anadolu’da Pir Sultan tapşırmalı bir çok şairin varlığı ortaya çıktı (2). Bu, Tarsuslu Sıtkı için de geçerlidir... Rahmetli Vehbi Cem Aşkun, Sivas Şairleri adlı eserinde "Sıtkı" tapşırmalı ne kadar deyiş varsa hepsini Sivaslı Sıtkı’ya maletti (3). Yine yörelerinde araştırma yapanlar Sıtkı tapşırmalı bütün deyişleri o yöredeki Sıtkılara malettiler. Zileli Sıtkı’nın deyişleri Tarsuslu Sıtkı’ya, Kayserili Sıtkı’nın deyişleri Hekimhanlı veya başka bir Sıtkı’ya karıştı. Sıtkılara ait deyişlerde ayıklama yoluna gidilmediği için bu eserlerden faydalanan antoloji/siirleri/" title="Antoloji" style="color:#FFFF00">antolojiler de aynı yanlışlığı günümüze kadar devam ettirdiler (4).Bu gün Tarsuslu Sıtkı ile ilgili araştırma ve çalışmalar hayli ilerlemiştir. Özellikle Sayın Hayrettin Ivgin’le başlayan çalışma İbrahim Arslanoğlu, Muhsin Gül, M. Adil Özder ve diğer araştırmacıların çalışmaları ile bir hayli yol almıştır.Tapşırma :Saz ozanlarının ya da öykücülerin takma ad, mahlas yerine kullandıkları bir terim. Cönk ve mecmualardaki Sıdkı tapşırmalı deyişlerin hangi Sıtkı’ya ait olduğu genellikle bilinemiyor. Her araştırıcı bu deyişleri kendi yöresindeki Sıtkı’lara mal edip hemen işin içinden çıkıyorlar. Bu kargaşanın nasıl ve nereden kaynaklandığını anlamak ve konuya biraz açıklık getirmek için 19.yüzyılın son yarısı ile 20. yüzyılın ilk yarısında yaşamış olan Sıtkı tapşırmalı şairleri tanımamız gerekiyor (5) 1. Kayserili Sıdkı (1820-1892): Pınarbaşı ilçesinin Gergeme köyündendir. Asıl adı Memiş olan şair, uzun yıllar imamlık yaptığı için halk arasında "Memiş Hoca" diye tanınırdı (6). 2. Zileli Sıtkı (1958- yaklaşık 1914): Daha çocuk denecek bir yaşta iken İstanbul’a gitti.Bütün hayatını orada geçirdi ve orada öldü. Zamanın saz şairleri gibi hem aruz hem de heceyle yazdı. (7).3. Hekimhanlı Sıtkı (1795- ?): Hekimhan’ın tanınmış ailelerinden Mehmet Şerif Ağa’nın oğludur. Aile lakaplarına garipağlar denir. Biraz öğrenim gördüğü ve Malatya’da memurluk yaptığı söylenmektedir.Zaman zaman Sivas yöresinde de uğraşmıştır. 18504den sonra öldüğü sanılmaktadır (8). 4. Sivaslı Sıtkı (1809-1865): Yağcızade Ömer Sıdkı Efendi olarak da bilinir. Tarususlu Sıtkı’nın şiirleriyle en çok bu şairin deyişleri birbirnine karışmaktadır.Sivaslı Sıtkı Efendi daha çok bir devan şairidir.Halk şiiri tarzında yazmış olduğu koşmaların sayısı pek azdır.Rahmetli Vehbi Cem Aşkun, Sıtkı tapşırmalı er deyişi Sivaslı Sıtkı’ya maletmiştir (9). .................................................................................................. )(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-(-10-)(-)(-)( Hasreti, özlemi bitirdi beni Akşam yeli canan’ımdan ne haber Aylarım yıl oldu gelmedi hani Akşam yeli canan’ımdan ne haber Gönderdiğin selam eş’e dosta mı Başında hâl mı var acep yasta mı Sağlığı bozuldu yoksa hasta mı Akşam yeli canan’ımdan ne haber Hiç haber gelmedi Türkmen kızından Yaşlar mı iniyor kara gözünden Sesi titriyordu belli sözünden Akşam yeli canan’ımdan ne haber Adını söylemek çok kolay dile Bekle deli gönül bir name gele Bakıyor mu yine yâr diye yola Akşam yeli canan’ımdan ne haber Hem hâl etsen yaralarım deşmeden Yol bulasın hedefinden şaşmadan Müjde getirseydin karlar düşmeden Akşam yeli canan’ımdan ne haber Hele bak gözümde yaşım kurudu Sol yanım çürüdü döşüm kurudu Her gece gördüğüm düşüm kurudu Akşam yeli canan’ımdan ne haber Lüzumsuz diyor ki kapandı yolum Hasretle kavrulan biçare kulum Zamanım tüketip gelmeden ölüm Akşam yeli canan’ımdan ne haber Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz |
Yol bulasın hedefinden şaşmadan
Müjde getirseydin karlar düşmeden
Akşam yeli canan’ımdan ne haber
üstadım her bir dizen diğerinden harika
yürek sesleri çoğalarak geliyor
bir şelalesin yüreklere akan
dizeler çok güzel
KUTLARIM