Yaşam Tiyatrosunda Sevda
Soğuk, çok soğuk bir gece,
Gözlerimde bir damla yaş, Soğuktan donan ellerim, Nefesimin buğusu ve yüzümdeki solgunluğum, Etraftaki insanlar ve yalnızlığım, Kimi görsem tutuşmuş el ele, Çaresizleşiyor, hüzün doluyorum, Ah! Artık çok geç, Farz et ki seni seviyor, seni soluyorum, Sevdiğim ol ve kal içimde sevgilim… İçim yanıyor büyükanne, Sabahın saatlerinde yakardın sobayı sıcacık olsun diye ellerim, Üşürdün, yorulmuştu yaşlanmış bedenin, Kimi zaman cep harçlığımı koyardın, bazen de peynirli ekmeğimi, Neden böyle yalnız, böyle bahtsızım, Kaçıp kurtulmak isterim çaresizce, Mahvolmuş zamanım kederli düşlerle, Evet, işte penceremde yaşam tiyatrosu, Kimi yalnız, kimsesizliğiyle, Kimi dalgın, solmuş bedeniyle, Gözlerimde kaldı hayalin ey sevdiğim, Uzandım somyaya ve sobanın aleviyle ısınan odada, Haydi gel artık ve yapalım derinlere yolculuk, Sahte gülücükler, ihtiraslarla dolu dünya ve sevdam… Kurtulmak için tüm düşlerle istiyorum seni sevgilim, Belki mükemmel değilim, Belki de mükemmel ötesiyim, Kim bilir, mükemmeller dünyasında da belki değilim, Hatalarla dolu, yanlışlıklarla örülmüş gecede yakalım doğruluk ateşini, Yılmadan, usanmadan ısıtalım dünyayı, Hayallerdir gerçekleşecek olan, Tutunalım sadece hayata, Yaşam tiyatrosundaki rollerim fısıldadıkça sevdama, Kaldığımda yalnızlığımla ve haykıran içselliğimle, Gel yanıma ve iz bırak sevgilim… Ergin GENÇER-30.10.2010 |