...ELDE VAR YİRMİ TANE İKİLİ...Duyulmuyor muyum? Sesimde ayak izlerin varken bile Sayende Çamlardan çalıntı yapraklarla iğne iğne gece Her neysem gecede Dünde bugünde Yine oyum öyleyim Ama nedenini bilemeden Hızlı kaplumbağalar çıktı yola Kiminin adı dakika Kiminin ay Kiminin hayat Avuç içine yazılacak kadar çizgileri Dile dolanınca dünya misali Anlatılamazları da sayarsak Elde var Yirmi tane ikili İkililerden geçen yirminin Rengarenk her sayfası Ki kopyalı sanki sevdalardan Taş toprak sarplardan İncinmişlik kokan sahil evinin kıyısı gibi yüreğim Fırça ucundaki yakamoz sesine saklanan Yorgun bir nağmeyim Ah anlaşılmaz dünya Bir pırıltılı cama pahasızlık sığdı da Ardına bakmayanların asaleti akla sığmadı Her gece fütursuzca bir masal ziyan edildi Sonuna aldırmadan masalların Sabah yine geldi Tek kâr sancılı duvar Sesleri odalardaki çılgın bakışların deliciliği Tek fark yaşlanan kalem ucu Ve hâlâ aydınlık alabildiğince kavurucu Karanlık cürmünden daha boğucu Yalnızlıksa yatağın ayakucu Masallara aşina gecelerden Duyulur uykusuzluğun sakin soluğu Ve kopan bir kıvılcım olur dudak kenarında Saklanan sahipsizlikler ateş alev yanarken avuçlarda Kalemler kül rengi imzalar ritimlerini satırların Hiçe sayılamayacak kadar çoka saydığım hatırların Değersizliğine şaşıyorum Güzel bildiğim kalpteki patırtıların Kundaklar dolusu hayal büyütüyorum Kökleri derin derin salınır yüreğimde Bir ucu umutlarım bir ucu hayatken Korkuyorum hoyratlığa maruz kalırsa diye Ve bu nedenle dönmemeli yeşilim griye İşte yine hatırlıyorum anbean Çakıl taşı yuvarlarcasına yolladığın sesin Saçlarıma dolanıp sahipsizliğime gülüyor Sancılarım adım adım net flulardan geçiyor Bir iki kanamanın sahibiyken yokluğun Varlığınla yaşanmamışlığımın saçlarına gül takamadın Soluksuzca her yalnız değilim diye bağırdığımda Yalnızlığın kuvvetini ölçmeye yeltenir cesaretim Ve insafsızca Darbelerin gerçekliğiyle kalıplaşır Dondurulmuş Kesilmiş Şekli sabit bakışlarım ve esaretim... ASLI DEMİREL... |
Kutluyorum...